Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Mısır'da verilen idam cezaları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kalın, Mısır'da 106 kişiye verilen idam cezasının, adaletin infazı dışında bir şey olmadığını belirtti. Açıklamalarında, darbe sonrası yaşanan insan hakları ihlallerinin korkutucu boyutlara ulaştığını vurguladı.
Bilgi: Instagram'da @mersinhaber'i takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında Mısır'daki idam cezaları ve Kıbrıs müzakereleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kalın, Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin de aralarında bulunduğu 106 kişiye verilen idam cezalarının, adaletin infazı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etti. Bu cezaların, insan hakları noktasında gelinen durumu gözler önüne serdiğini belirten Kalın, "Darbe rejiminden sonra ortaya çıkan insan hakları ihlallerinin geldiği yeni noktayı göstermesi açısından ibret verici bir tablodur" dedi.
Kalın, sözlerine devam ederek Mısır'daki darbe sonrası sessiz kalanların, gelecekte benzer durumlara karşı da sessiz kalacaklarını ifade etti. Bu durumun, demokrasinin ve insan haklarının değerini sorgulattığını vurguladı. Türkiye'nin bu konudaki net tavrını belirttiğini ve uluslararası platformlarda seslerini yükseltmeye devam edeceklerini söyledi. Ayrıca, Mısır'daki idam cezalarının yalnızca Mısır'ı değil, tüm Ortadoğu'yu kaosa sürükleyecek bir gelişme olabileceğini belirtti.
HDP Binalarına Saldırılar
HDP'nin Adana ve Mersin'deki binalarına bombalı saldırılar ile ilgili konuşan Kalın, bu tür saldırıların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kalın, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu belirterek, seçime kısa bir süre kala gerçekleştirilen provokatif eylemlerin asla hoşgörülmeyeceğini ifade etti.
Kalın, güvenlik birimlerinin olayları aydınlatmak için gerekli çalışmaları başlattığını ve Türkiye'de demokratik hakların güvence altında olduğunun altını çizdi. Ayrıca, Cumhurbaşkanına yapılan suçlamaların da kabul edilemez olduğunu, bu tür ithamların samimiyetsizlik taşıdığını belirtti.