Mersin'de Tipo Gazetecilikten Modern Gazeteciliğe Geçen Bir Ömür
Mersin'de 41 yıl önce Tipo tekniği ile gazeteciliğe başlayan Yakup Boncuk, modern gazeteciliğe geçişi anlattı
@mersinhaber 'i takip et
Tarsus’ta 1977 yılında Yenises gazetesinde meslek hayatına başlayan gazeteci yazar Yakup Boncuk, önceki gün bir toplantı için gittiği MEDYAD’da (Medya Mensupları Derneği), eski basım harflerini (hurufatları) görünce eline kumpası alarak özlem giderdi.
1977 yılında Gündoğdu Homurlu’nun sahibi olduğu Tarsus Yenises gazetesinde müvezzi ve mürettip olarak mesleğe giriş yapan Yakup Boncuk, Osmanlıdan kalma sistem olan eski kurşun hurufatlarla dizim tekniğini öğrenmiş ve 1985 yılına kadar aynı gazetede görev yapmıştı.
Hasan Çabuk ustadan dizgi tekniğini öğrendiğini belirten Yakup Boncuk, “O yıllarda ofset tekniği pek bilinmiyordu. Sadece ulusal basındaki gazeteler ofseti kullanıyordu. Biz ise anadoludaki tüm gazeteciler kurşun hurufatların elle tek tek dizilmesi ile gazetelerimizi hazırlıyorduk. Hurufatları kumpasa diziyorduk. O sıralar mürettipler günde 3-4 sütun yazı diziyordu. Bu da gazetenin bir sayfadan fazlasını hazırlamaya yetiyordu. Biz hurufat kasasındaki tüm gözleri, yani kutuları ezberlediğimiz için bu işi meslek olarak kolayca yapıyorduk. Sonraları birde makine ile dizgi tekniği çıktı. O da Entertip adlı makinede kurşunun eritilip dondurulması ile yapılan bir dizgi tekniği idi. Onunda ömrü uzun olmadı. Masraflı olunca ve birde çalışanları kurşun zehirlediği için o teknik pek rağbet görmedi ve elle hurufat dizimine devam ettik. Bugün aradan 41 yıl geçmiş. Gözümü bağlasanız yine harflerin tüm yerlerini görmeden bulabilirim” dedi.
Yakup Boncuk, Medyad’da sergilenen ve yeni nesile gösterilmesi için MEDYAD'ta muhafaza edilen bir kasa hurufat, kumpas, anterlin, çift, altılık, kadrat gibi matbaa malzemelerini tekrar görünce heyecanını gizleyemedi ve kumpası eline alarak yazı dizmeye başladı.
Boncuk “Ben 41 yıl önceki gibi aynı heyecanı bugün yine yaşıyorum. 2000 yılından itibaren Anadolu basını da tamamen ofset tekniğine geçti. Bizde hurufatları döküp hurdaya sattık. Ama yeni nesile tanıtım açısından elimizde bir miktar kurşun ve eski tipo matbaa malzemesini muhafaza ediyoruz. Yine eski yıllarda kullandığımız daktilo, filmli fotoğraf makinası gibi araç ve edavatları da MEDYAD merkezinde açtığımız mini müzemizde sergiliyoruz. Bunları yeni nesile tanıtım ve geçmiş gençliğinde hafızalarını tazelemek için koruyoruz. Ben her gelişimde burada bu tipo matbaa malzemelerini görünce çocuklar gibi seviniyor, heyecanlanıyor ve mutluluk duyuyorum. Bugün tipodan ofsete geçmek çok kolay ama masraflı. Buna rağmen ben eski tipo tekniğini özlüyorum. Çünkü o zaman verdiğimiz emek hem fazlaydı, hem de mesleğimizin önemi vardı. Bugün her şey sanal olmuş durumda. Üstelik sosyal medyada yaygınlaşınca bizim mesleğin bir kıymeti kalmadı. Buda beni çok üzüyor” diyerek sözlerini tamamladı.
1977 yılında Gündoğdu Homurlu’nun sahibi olduğu Tarsus Yenises gazetesinde müvezzi ve mürettip olarak mesleğe giriş yapan Yakup Boncuk, Osmanlıdan kalma sistem olan eski kurşun hurufatlarla dizim tekniğini öğrenmiş ve 1985 yılına kadar aynı gazetede görev yapmıştı.
Hasan Çabuk ustadan dizgi tekniğini öğrendiğini belirten Yakup Boncuk, “O yıllarda ofset tekniği pek bilinmiyordu. Sadece ulusal basındaki gazeteler ofseti kullanıyordu. Biz ise anadoludaki tüm gazeteciler kurşun hurufatların elle tek tek dizilmesi ile gazetelerimizi hazırlıyorduk. Hurufatları kumpasa diziyorduk. O sıralar mürettipler günde 3-4 sütun yazı diziyordu. Bu da gazetenin bir sayfadan fazlasını hazırlamaya yetiyordu. Biz hurufat kasasındaki tüm gözleri, yani kutuları ezberlediğimiz için bu işi meslek olarak kolayca yapıyorduk. Sonraları birde makine ile dizgi tekniği çıktı. O da Entertip adlı makinede kurşunun eritilip dondurulması ile yapılan bir dizgi tekniği idi. Onunda ömrü uzun olmadı. Masraflı olunca ve birde çalışanları kurşun zehirlediği için o teknik pek rağbet görmedi ve elle hurufat dizimine devam ettik. Bugün aradan 41 yıl geçmiş. Gözümü bağlasanız yine harflerin tüm yerlerini görmeden bulabilirim” dedi.
Yakup Boncuk, Medyad’da sergilenen ve yeni nesile gösterilmesi için MEDYAD'ta muhafaza edilen bir kasa hurufat, kumpas, anterlin, çift, altılık, kadrat gibi matbaa malzemelerini tekrar görünce heyecanını gizleyemedi ve kumpası eline alarak yazı dizmeye başladı.
Boncuk “Ben 41 yıl önceki gibi aynı heyecanı bugün yine yaşıyorum. 2000 yılından itibaren Anadolu basını da tamamen ofset tekniğine geçti. Bizde hurufatları döküp hurdaya sattık. Ama yeni nesile tanıtım açısından elimizde bir miktar kurşun ve eski tipo matbaa malzemesini muhafaza ediyoruz. Yine eski yıllarda kullandığımız daktilo, filmli fotoğraf makinası gibi araç ve edavatları da MEDYAD merkezinde açtığımız mini müzemizde sergiliyoruz. Bunları yeni nesile tanıtım ve geçmiş gençliğinde hafızalarını tazelemek için koruyoruz. Ben her gelişimde burada bu tipo matbaa malzemelerini görünce çocuklar gibi seviniyor, heyecanlanıyor ve mutluluk duyuyorum. Bugün tipodan ofsete geçmek çok kolay ama masraflı. Buna rağmen ben eski tipo tekniğini özlüyorum. Çünkü o zaman verdiğimiz emek hem fazlaydı, hem de mesleğimizin önemi vardı. Bugün her şey sanal olmuş durumda. Üstelik sosyal medyada yaygınlaşınca bizim mesleğin bir kıymeti kalmadı. Buda beni çok üzüyor” diyerek sözlerini tamamladı.