Kocaeli'de Bipolar Bozukluğun Önemi Vurgulandı
Uzmanlar, bipolar bozukluk ve depresyonun farklı olduğunu belirtiyor. Kocaeli'nde konuşan Uzm. Dr. Mehmet Ali Sağlanmak, bipolar bozukluğun genetik yatkınlıkla ilişkili olduğunu ve doğru tedaviyle dengeli bir yaşamın mümkün olduğunu ifade etti.
Uzm. Dr. Mehmet Ali Sağlanmak, bipolar bozukluğun depresyonla karıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Depresyonda yalnızca çökkünlük dönemleri görülürken, bipolar bozuklukta hem depresyon hem de mani/hipomani ataklarının yaşandığını belirtti. Bunun sonucunda tanı ve tedavi yöntemlerinin farklılık gösterdiğini açıkladı. Dr. Sağlanmak, tanının ayrıntılı psikiyatrik değerlendirme ve DSM-5 ölçütlerine dayalı olarak konduğunu hatırlattı. "En az bir mani dönemi tanı için yeterlidir. Genellikle depresif ataklarla birlikte seyreder," dedi.
Genetik Yatkınlık ve Çevresel Etkenler
Bipolar bozukluğun tek bir nedeni olmadığını ifade eden Sağlanmak, genetik yatkınlığın oldukça güçlü olduğunu dile getirdi. Ailede bipolar bozukluğu olan bireylerde riskin belirgin şekilde arttığını belirten uzman, beyin biyolojisi, nörotransmitter dengesizlikleri ve çevresel etkenlerin de bu hastalığın tetikleyicileri arasında yer aldığını vurguladı. Stres, travmatik yaşam olayları, düzensiz uyku ve madde kullanımı gibi faktörlerin atakları tetikleyebileceğini söyledi.
Doğru Tedavi ile Kontrol Altına Alınabilir
Bipolar bozukluğun yaşam boyu süren bir hastalık olduğunu ancak doğru tedavi ile kontrol altına alınabileceğini kaydeden Uzm. Dr. Sağlanmak, düzenli tedavi ile atakların sayısının ve şiddetinin azalabileceğini açıkladı. "Bu sayede kişi üretken ve dengeli bir yaşam sürebilir. Tedavide en sık kullanılan ilaçlar duygudurum düzenleyicilerdir. Atak dönemlerinde ise antipsikotik ilaçlar kullanılabilir. Antidepresanlar yalnızca dikkatle ve belli durumlarda tercih edilmelidir," diye konuştu.
Psikoterapinin Önemi
Sağlanmak, psikoterapinin tedavi sürecinde önemli bir rol oynadığını belirtti. "Psikoeğitim, bilişsel davranışçı terapi ve aile terapisi tedaviye uyumu artırır. Bu yöntemler, kişinin hastalığını tanımasına, stresle baş etmesine ve yaşam düzenini korumasına yardımcı olur," dedi. Ayrıca, tedavinin yarıda bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
Uzm. Dr. Sağlanmak, tedaviye ara vermenin ciddi riskler taşıdığını, atakların tekrarlama riskinin arttığını ve intihar riskinin yükseldiğini dile getirdi. Bipolar bozukluğu olan kişilerin düzenli uyku, sağlıklı beslenme, alkol ve madde kullanımından uzak durma, ilaçlarını aksatmama ve stres yönetimine dikkat etmeleri gerektiğini aktardı. Aile desteğinin tedavi başarısına büyük katkı sağladığını da sözlerine ekledi.