Ayrılma Kaygısı Çocukları Olumsuz Etkiliyor
Ayrılma kaygısı, çocukların sevdiklerinden uzak kalma düşüncesiyle yaşadığı doğal bir duygusal tepki olarak karşımıza çıkıyor.
Çam Sakura Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Dr. Öğr. Üyesi Yasin Çalışkan, okul dönemine yeni başlayan 3-6 yaş arasındaki çocuklarda bu kaygının oldukça yaygın olduğunu belirtirken, durumun gelişimsel bir süreç olduğunu ifade etti. Çalışkan, kaygının genellikle ağlama, ayrılma zorluğu, fiziksel şikayetler (karın ağrısı, baş ağrısı) ve okula gitmeyi reddetme gibi belirtilerle kendini gösterdiğini aktardı.
Kaygıyı Azaltma Yöntemleri
Çalışkan, çocuklarda bu kaygıyı azaltmak için şu önerilerde bulundu: "Okul hakkında olumlu konuşmalar yapın, okulun eğlenceli bir yer olduğunu vurgulayın. Okul binasını dışarıdan gösterin ve mümkünse bahçesinde oynayın. Okul saatlerine uygun bir uyku ve beslenme rutini oluşturmaya başlayın. Ayrılık durumlarını kademeli olarak artırın; örneğin, kısa süreli akraba ziyaretleri yapın. Veda ritüeli oluşturun: Kısa, tutarlı ve net bir ayrılma rutini belirleyin. Uzun vedalardan kaçının; bu durum kaygıyı artırabilir." Bununla birlikte, çocukla geleceği planları yaparak somut zaman ifadeleri kullanmak ve duygularını anlayışla karşılamak da kaygıyı hafifletebilir. "Kaygılarını küçümsemeyin veya 'büyük çocuklar ağlamaz' gibi ifadeler kullanmayın," diyen Çalışkan, evden bazı nesneleri (oyuncak, fotoğraf) götürmesine izin vermenin ve başarılarını kutlamanın önemli olduğunu vurguladı.
Uzman Desteği Gerekebilir
İlk haftalarda daha erken alım yapılabileceğini ve öğretmenden günlük kısa bilgiler istenebileceğini belirten Çalışkan, ayrılma kaygısının 4-6 hafta sürmesi durumunda, çocuğun günlük işlevlerini olumsuz etkilediğinde veya fiziksel belirtiler (sürekli karın ağrısı, iştahsızlık) görüldüğünde bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından destek alınmasını önerdi. Çalışkan, "Her çocuk farklı bir hızla uyum sağlar. Sabırlı, tutarlı ve sevgi dolu bir yaklaşım, çocuğunuzun okul hayatına sağlıklı bir başlangıç yapmasında en önemli faktördür. Bu süreç, çocuğunuzun bağımsızlık kazanmasına ve sosyal becerilerinin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır," diye ekledi.
Kaygıyı Azaltma Yöntemleri
Çalışkan, çocuklarda bu kaygıyı azaltmak için şu önerilerde bulundu: "Okul hakkında olumlu konuşmalar yapın, okulun eğlenceli bir yer olduğunu vurgulayın. Okul binasını dışarıdan gösterin ve mümkünse bahçesinde oynayın. Okul saatlerine uygun bir uyku ve beslenme rutini oluşturmaya başlayın. Ayrılık durumlarını kademeli olarak artırın; örneğin, kısa süreli akraba ziyaretleri yapın. Veda ritüeli oluşturun: Kısa, tutarlı ve net bir ayrılma rutini belirleyin. Uzun vedalardan kaçının; bu durum kaygıyı artırabilir." Bununla birlikte, çocukla geleceği planları yaparak somut zaman ifadeleri kullanmak ve duygularını anlayışla karşılamak da kaygıyı hafifletebilir. "Kaygılarını küçümsemeyin veya 'büyük çocuklar ağlamaz' gibi ifadeler kullanmayın," diyen Çalışkan, evden bazı nesneleri (oyuncak, fotoğraf) götürmesine izin vermenin ve başarılarını kutlamanın önemli olduğunu vurguladı.
Uzman Desteği Gerekebilir
İlk haftalarda daha erken alım yapılabileceğini ve öğretmenden günlük kısa bilgiler istenebileceğini belirten Çalışkan, ayrılma kaygısının 4-6 hafta sürmesi durumunda, çocuğun günlük işlevlerini olumsuz etkilediğinde veya fiziksel belirtiler (sürekli karın ağrısı, iştahsızlık) görüldüğünde bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından destek alınmasını önerdi. Çalışkan, "Her çocuk farklı bir hızla uyum sağlar. Sabırlı, tutarlı ve sevgi dolu bir yaklaşım, çocuğunuzun okul hayatına sağlıklı bir başlangıç yapmasında en önemli faktördür. Bu süreç, çocuğunuzun bağımsızlık kazanmasına ve sosyal becerilerinin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır," diye ekledi.