Cevdet Yılmaz: Türkiye Yabancı Sermaye ile Bölgesel Üs Oldu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin yabancı sermaye ile entegre bir bölgesel üs haline geldiğini duyurdu. 2002 yılında 5 bin 600 olan yabancı sermayeli şirket sayısı, günümüzde 87 bine yaklaştı.
Bilgi: Instagram'da @mersinhaber'i takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda, Türkiye'nin yatırım ortamında sağlanan iyileşmeleri ve yabancı sermaye ile ilgili önemli verileri paylaştı.
Yatırımlardaki Artış
Yılmaz, 1973-2002 yılları arasında yalnızca 15 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye'nin, 2003 yılından itibaren toplamda 282 milyar dolarlık yatırım çektiğini belirtti. 2024 yılı itibarıyla uluslararası doğrudan yatırım girişi 11,3 milyar dolar, 2025’in ilk yedi ayında ise 8,4 milyar dolara ulaştı. Bu durum, yıllıklandırılmış girişlerin son yılların zirvesine çıkmasını sağladı. Yılmaz, "Bu şirketler, yalnızca üretim yapmakla kalmayıp, Ar-Ge, tasarım, lojistik ve bölgesel yönetim merkezleri ile Türkiye’yi önemli bir üs haline getirdi" dedi.
Yeni Yatırım Teşvik Sistemi
Yılmaz, son 20 yılda gerçekleştirilen reformların Türkiye’nin yatırım ortamını dünya standartlarında güvenli ve öngörülebilir bir hale dönüştürdüğünü vurguladı. Yeni yatırım teşvik sisteminin, katma değerli üretimi ve dijital dönüşümü destekleyecek şekilde daha seçici ve hedef odaklı olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Bu sistem, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki rolünü güçlendirecek” diye konuştu.
Enflasyon ve Cari Açık Hedefleri
Yılmaz, geçtiğimiz yılın haziran ayından bu yana enflasyonu 42 puan düşürdüklerini belirterek, hedeflerinin 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına çekmek olduğunu söyledi. Ayrıca, 2024 yılı için cari açığın milli gelire oranının yüzde 0,8’e gerilediğini ifade etti. 2028 yılında bu oranın yüzde 1 seviyesine inmesini hedeflediklerini vurguladı.
İhracat Beklentileri
Cevdet Yılmaz, 2025 yılında bütçe açığını yüzde 3,6’ya, 2028 yılında ise yüzde 2,8’e düşürmeyi öngördüklerini belirtti. 2028 yılında ihracatın 300 milyar doların üzerinde olmasını ve kişi başına düşen gelirde önemli artışlar beklediklerini dile getirdi. Ayrıca, Türkiye’nin küresel tedarik zincirleriyle doğrudan bağlantılı yatırımlar çekerek güvenilir bir tedarik ortağı konumuna geldiğini ifade etti.