Niğde'de Kazak Kültürü: Altay Köyü'nde Tarih Canlanıyor
Altay Köyü, Doğu Türkistan'dan gelen göçmenlerin köklerini yaşattığı bir merkez haline geldi. Ziyaretçiler, köyde Kazak gelenekleriyle dolu bir deneyim yaşıyor.
Altay Köyü, sadece bir yerleşim yeri olmanın ötesinde, kültürel bir bellek olarak dikkat çekiyor. Abdulmennan Balabakan, köyün tarihini anlatarak 1937'de başlayan zorlu göç sürecini paylaştı. O dönemde 45-50 günlük bebek olduğunu ifade eden Balabakan, Türkiye Cumhuriyeti'nin misafirperverliğini unutmadıklarını belirtti.
Kazak Kültürü ve Misafirperverlik
Köy sakini Musa Erol da, Altay Köyü'nün ilk dünyaya gelen bebeklerinden biri olduğunu vurgulayarak, Kazak geleneğini yaşatmanın önemine değindi. Ziyaretçiler, burada Kazak yemeklerini tatma, kıl çadırlarda otantik bir ortamda zaman geçirme, okçuluk ve ata binme gibi etkinliklere katılarak hem Kazak kültürünü tanıma hem de Anadolu’nun köklü misafirperverliğini deneyimleme fırsatı buluyor.
Bir Kültür Hazinesi: Altay Köyü
Ziyaretçilerden Burçin Eser, Kazakistan’a gitme şansının olmadığını ancak burada Kazak kültürünü yaşamanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi. Erdi Çam ise, bu kültürü yerinde görmek için Altay Köyü'ne geldiğini ifade etti. Gözde Çam, unutulmuş Türk kültürünü ziyaretler yoluyla hatırlamak gerektiğini belirterek, kıl çadırda Orta Asya kültürünü yaşamanın kendisi için özel bir deneyim olduğunu söyledi.
Turizm Potansiyeli
Tur rehberi Serdar Salcıoğlu, Altay Köyü’nün alternatif turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, rehberlerin ve acentaların bu güzellikleri tanıtmak için çaba göstermesi gerektiğini vurguladı. Altay Köyü, hem Kazak Türklerinin göç hikayesini hem de Türk kültürünün köklerine uzanan bir yaşam biçimini temsil eden önemli bir merkez niteliğinde. Ziyaretçiler, burada geçmişin ruhunu bugüne taşıyan bir kültür hazinesiyle karşılaşıyor.