Kalp Hastalıklarında Tedaviye Uyum Eksikliği Tehlikesi Artıyor
İstanbul'da kalp hastalıklarında tedaviye uyum eksikliği, stent trombozu gibi riskleri artırıyor. Uzmanlar, bu durumu önlemek için ilaç tedavisine ve yaşam tarzı değişikliklerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kalp hastalıkları, tedaviye uyumsuzluk nedeniyle ciddi sorunlara yol açabiliyor. İstanbul'da Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aycan Fahri Erkan, stent içinde pıhtı oluşumunun kalp krizine neden olabileceğini belirtti. "Stent trombozu, kalp damarına yerleştirilen stent içinde pıhtı oluşması sonucu damarın ani bir şekilde tıkanmasıyla ortaya çıkan ciddi bir durumdur" diyen Erkan, bu durumun kalp krizine ve ritim bozukluklarına yol açabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Erkan, stent sonrası verilen kan sulandırıcı ilaçların düzensiz kullanımı veya erken kesilmesinin stent trombozunun en önemli sebeplerinden biri olduğunu vurguladı. Bunun yanı sıra damar yapısındaki bozukluklar, pıhtılaşma eğilimi ve stent yerleştirme tekniğine bağlı faktörler de bu riski artırabilir. Özellikle stent sonrası ilk aylar, bu komplikasyonun gelişmesi açısından en hassas dönemdir.
Kalp Sağlığını Koruma Yöntemleri
Kalp sağlığını korumanın yaşam tarzı değişiklikleri ile mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Aycan Fahri Erkan, stent takılan hastalarda ilaç tedavisine uyumun hayati önem taşıdığını dile getirdi. Kalp-damar sağlığını korumak için yapılması gerekenler arasında düzenli ilaç kullanımı, sigara bırakılması, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanılması ve düzenli egzersiz yapılması yer alıyor. Ayrıca kolesterol ve tansiyonun kontrol altında tutulması, obeziteden kaçınılması ve düzenli kardiyoloji kontrollerinin aksatılmaması da büyük önem taşıyor.
Kritik Müdahale Süresi
Kalp ve damar hastalıkları nedeniyle meydana gelebilecek kalp krizi ve kalp durması durumunda müdahale süresinin kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkan, "Kalp durduktan sonraki ilk 4-6 dakika içinde yeniden dolaşım sağlanmazsa, beyin başta olmak üzere organlara oksijen gitmediği için kalıcı hasarlar meydana gelebilir" ifadesini kullandı. Erken ve etkili CPR (kalp masajı) uygulamasının hem hayatta kalımı hem de nörolojik iyileşmeyi belirlediğini söyledi ve ilk müdahalenin hızlı ve bilinçli şekilde yapılmasının önemine dikkat çekti.
Uzun Süreli Kalp Durması Sonrası Riskler
Kalbin uzun süre durması sonrasında beyin dokusunda hipoksik hasar gelişebileceğini belirten Prof. Dr. Erkan, bu durumun kalp yeniden çalıştırıldıktan sonra bile ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade etti. "Kalbin durduğu sürenin uzaması, beynin ve organların oksijensiz kalmasına neden olur. Bu da bilinç bozukluğu, nörolojik sekeller ve çoklu organ yetmezliği gibi kalıcı hasarlara yol açabilir" dedi.
Hastanın hayatta kalması kadar, nörolojik iyileşmenin sağlanması da müdahalenin hızı ve etkinliğiyle doğrudan ilişkilidir. Kalp-damar hastalıklarının erken tanısı, doğru tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle önemli ölçüde önlenebilir. Kalp hastalıkları çoğu zaman sessiz ilerler. Bu nedenle düzenli kontrollerin yapılması, risk faktörlerinin izlenmesi ve ilaç tedavisine eksiksiz uyulması, kalp sağlığını korumanın en etkili yollarıdır.