Uzmanı uyardı: Su vücudun vazgeçilmezi - KONYA
"Kışın yeteri kadar su alınmadığı dönemde gripler daha fazla olmakta ya da gribin şiddeti artabiliyor".
Bilgi: Instagram'da @mersinhaber'i takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Kış dönemlerinde ciltte pullanma tarzında susuzluğa bağlı olayların arttığını ifade eden Uzm. Dr. Devrim Deniz, "Böbreklerimiz için, vücutta toksin atma için su gerekli ve su sayesinde böbreklerimiz düzgün bir şekilde çalışıyor ve bu toksinleri atabiliyoruz. Yeteri kadar su almadığımızda bu toksinler birikiyor ve vücudumuza zararlı etkiler oluşabiliyor. Beyin fonksiyonlarımızda baş ağrısı tarzında ya da odaklanmada problemler tarzında suyu yetersiz aldığımızda tablolar gelişebiliyor. Yine vücut direncimiz için aynı şekilde su almalıyız. Kışın yeteri kadar su alınmadığı dönemde gripler daha fazla olmakta ya da gribin şiddeti artabiliyor. Kalp damar sağlığı açısından da yeteri kadar volüm olmadığında dolaşım bozukluğu gelişiyor ve buna bağlı olarak yine aynı şekilde su yetersizliğine bağlı genel yorgunluk, halsizlikler gelişebiliyor. Yine spor yapma alışkanlıklarımız oluşmaya başladı. Spor yaptıktan sonra da yeteri kadar su almazsak hastalarımızda kas ağrıları gelişebiliyor. Genel yorgunluk şikayetlerinin daha fazla olması oluşabiliyor. Şöyle bir soru aklımıza gelebilir. Çay içiyorum, kahve içiyorum. Ben sıvı alıyorum. Evet, orada bir sıvı alınıyor ama vücutta yeteri kadar sıvı kalmıyor. Çünkü bunların idrar söktürücü etkileri var. Bu nedenle vücuda aldığınız o çay ve kahvedeki suyun büyük bir kısmını atabiliyoruz. Bu nedenle onlardan bağımsız olarak yine su içmeye devam etmeliyiz" ifadelerini kullandı.
"Sadece saf suyu beğenmiyorsak suyun içerisine limon, salatalık, tarçın konulabilir"
Kış aylarında bir günde ne kadar su içilmesi gerektiğini anlatan Deniz, "Kilogram başına 30-35 mililitre civarında ya da kabaca 2 litre civarında bir su almak vücudumuzun işlevleri için gereklidir ve bundan vazgeçmemeliyiz. Bu bir alışkanlık, evet alışkanlıklar kısa zamanda kazanılamayabilir ama bunu kazanmak için kendimiz de gayret göstermeliyiz. Yani sadece saf suyu beğenmiyorsak içerisine limon, salatalık, tarçın konulabilir. Onları tatlandırarak ya da tadında değişiklik yapılarak bu tarzda alışkanlıklar edinilebilir. Artık teknoloji her zaman yanımızda telefonumuza uyarılar koyarak bizi bu konuda uyarı sayesinde sıvı almaya gayret edebiliriz. Bu konuda da kendimizi destekleyebiliriz" şeklinde konuştu
Yaş gruplarına ve özel hastalık durumlarına göre de su alımının değişebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Devrim Deniz, "Çocuk yaş gruplarımıza ortalama 1-1,5 arasında yeterken yetişkinlerde 1,5-2 litre civarına çıkmamız gerekiyor. Hastanın bir kalp yetmezliği durumu varsa ya da böbrekle ilgili bozuklukları varsa ya da elektrolitlerle ilgili bozuklukları varsa yine aşırı sıvı alımı tehlikeli olabiliyor. Genelde 4 litrenin üzerinde sıvı alımı vücudun böbrekleri düzgün çalışmıyor ise sıkıntıya sokabilir. Yani burada çok abartılı olmadan yeterli miktarda almak, dengeyi bulmak çok önemli" diye konuştu.