Gaziantep'te Su Yönetimi Uyarısı: Gelecek Tehlikede

Akıncı, Türkiye genelinde ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan kuraklığın kalıcı bir gerçeklik haline geldiğini ifade etti. "İklim değişikliği artık kapımızda değil, evimizin içinde." diyen Akıncı, yağış rejimlerinin değiştiğini, sıcaklıkların yükseldiğini ve su kaynaklarının giderek azaldığını belirtti. Bu durumun, doğal döngü değil, yapısal bir dönüşümün göstergesi olduğuna dikkat çekerek, suyun etkin yönetiminin üretim dengesi için hayati önem taşıdığını vurguladı.

Gaziantep’in tarımsal üretim ve sanayi açısından suya bağımlı olduğunu dile getiren Akıncı, "Fırat Havzası’ndaki her damla su, tarımı, sanayiyi, ihracatı ve istihdamı besliyor." şeklinde konuştu. Ancak barajlardaki düşen su seviyeleri ve yeraltı sularının aşırı kullanımı, tarımsal üretim üzerinde baskı oluşturduğunu kaydetti. Suyun planlı ve verimli kullanılmasının artık bir zorunluluk haline geldiğini belirten Akıncı, modern sulama sistemlerine geçişin hızlandırılması gerektiğini ifade etti.

Damla ve yağmurlama sulama yöntemleri ile su kayıplarının azaltılabileceğini aktaran Akıncı, "Suyun her damlası, üretim ve gelecek için hayati bir değer." dedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2025 Su Yılı Raporu’na göre, Türkiye genelinde yağışların uzun yıllar ortalamasının yüzde 26, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 29 altında kaldığını vurgulayan Akıncı, ülkemizin son 52 yılın en kurak dönemini yaşadığını ifade etti.

Suyun stratejik bir değer olduğunu belirten Akıncı, devlet kurumları, yerel yönetimler, sanayi kuruluşları ve çiftçilerin ortak sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi. Akıncı, "Suyu sadece tüketilecek bir kaynak olarak değil, korunması gereken bir değer olarak görmek zorundayız. Çünkü her damla, üretimin, emeğin ve geleceğin teminatıdır." diyerek sözlerini tamamladı.