Genç Bilim İnsanı İzmir'de Başarıya İmza Attı
Ayvalık ve Antwerp'teki binaların karşılaştırılması yapıldı.
TÜBİTAK 2214-A Yurt Dışı Doktora Sırası Araştırma Bursu’nu kazanarak 2024 Eylül - 2025 Eylül tarihleri arasında Belçika’daki Antwerp Üniversitesi’nde eğitim görecek olan Sönmez, projesinin amacını, "Farklı iklimlere uyarlanabilir bir model geliştirmek" olarak tanımladı. Bu kapsamda, Akdeniz iklimine uygun bir yapıyı Balıkesir Ayvalık’tan, ılıman okyanusal iklime uygun bir yapıyı ise Antwerp'ten seçti.
ARA BAŞLIK: Günışığı Stratejileri Üzerine Çalışmalar
Antwerp'teki evin çatı katında günışığını iyileştirme üzerine odaklanan Sönmez, çatı pencereleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Şehrin ve Flaman bölgesinin yapı yönetmeliklerini de inceleyen Sönmez, miras yapıların korunmasına dair yönergeleri öğrenerek Türkiye ile kıyaslama yaptı. Araştırmasında, "Farklı iklim, mimari tasarım ve yapı yönetmeleri tarihi yapıya yapılabilecek günışığı müdahalelerini nasıl etkiler?" gibi sorulara yer verdi.
ARA BAŞLIK: İzolasyon ve Enerji Verimliliği
Sönmez, günışığı stratejilerinin iklim koşullarına, yapı strüktürüne ve yönetmeliklere uygun olması gerektiğini vurguladı. Örneğin, Belçika’da sıkça kullanılan çatı pencerelerinin Türkiye’de uygulanmasının iklim farklılıkları ve mimari özellikler nedeniyle zorlu olduğunu belirtti. Günışığını artırırken aşırı ısı kazancı ile karşılaşmanın, konforsuzluk ve enerji kaybına neden olabileceğini ifade etti. Antwerp yönetmeliklerinde enerji verimli cam kullanımının teşvik edildiğini de ekledi. Ayrıca, Belçika'daki tarihi yapılarda yaygın olan yeşil cephelerin, estetik görünüm sağlarken ısı geçişlerini kontrol ederek gölgeleme işlevi gördüğünü belirtti. Sönmez, Türkiye’de de tarihi yapılarda bu tür yeşil bina uygulamalarının yaygınlaştırılabileceğine inandığını söyledi.
ARA BAŞLIK: İki Üniversite Arasında İş Birliği
Sönmez, bu çalışmanın ona farklı bir bakış açısı kazandırdığını ve iki üniversite arasında güçlü bağlar kurulmasına katkı sağladığını ifade etti. Yaşar Üniversitesi’nin Avrupa’daki tanınırlığını artırdığına inandığını vurguladı. Projenin danışmanlığını üstlenen Doç. Dr. Arzu Cılasun Kunduracı ise, tarihi yapılardaki restorasyon projelerinde önceliklerinin genellikle yapının özgünlüğünü korumak olduğunu belirtti. Çevresel bileşenlerin ve iklimin dikkate alınmadığı yaklaşımların, yeterli günışığı alamayan mekanlar ürettiğini ve bu projenin tarihi yapılarda iklime duyarlı, termal ve görsel konforu sağlamayı hedefleyen bir model geliştirdiğini söyledi.
ARA BAŞLIK: Günışığı Stratejileri Üzerine Çalışmalar
Antwerp'teki evin çatı katında günışığını iyileştirme üzerine odaklanan Sönmez, çatı pencereleriyle ilgili çalışmalar yaptı. Şehrin ve Flaman bölgesinin yapı yönetmeliklerini de inceleyen Sönmez, miras yapıların korunmasına dair yönergeleri öğrenerek Türkiye ile kıyaslama yaptı. Araştırmasında, "Farklı iklim, mimari tasarım ve yapı yönetmeleri tarihi yapıya yapılabilecek günışığı müdahalelerini nasıl etkiler?" gibi sorulara yer verdi.
ARA BAŞLIK: İzolasyon ve Enerji Verimliliği
Sönmez, günışığı stratejilerinin iklim koşullarına, yapı strüktürüne ve yönetmeliklere uygun olması gerektiğini vurguladı. Örneğin, Belçika’da sıkça kullanılan çatı pencerelerinin Türkiye’de uygulanmasının iklim farklılıkları ve mimari özellikler nedeniyle zorlu olduğunu belirtti. Günışığını artırırken aşırı ısı kazancı ile karşılaşmanın, konforsuzluk ve enerji kaybına neden olabileceğini ifade etti. Antwerp yönetmeliklerinde enerji verimli cam kullanımının teşvik edildiğini de ekledi. Ayrıca, Belçika'daki tarihi yapılarda yaygın olan yeşil cephelerin, estetik görünüm sağlarken ısı geçişlerini kontrol ederek gölgeleme işlevi gördüğünü belirtti. Sönmez, Türkiye’de de tarihi yapılarda bu tür yeşil bina uygulamalarının yaygınlaştırılabileceğine inandığını söyledi.
ARA BAŞLIK: İki Üniversite Arasında İş Birliği
Sönmez, bu çalışmanın ona farklı bir bakış açısı kazandırdığını ve iki üniversite arasında güçlü bağlar kurulmasına katkı sağladığını ifade etti. Yaşar Üniversitesi’nin Avrupa’daki tanınırlığını artırdığına inandığını vurguladı. Projenin danışmanlığını üstlenen Doç. Dr. Arzu Cılasun Kunduracı ise, tarihi yapılardaki restorasyon projelerinde önceliklerinin genellikle yapının özgünlüğünü korumak olduğunu belirtti. Çevresel bileşenlerin ve iklimin dikkate alınmadığı yaklaşımların, yeterli günışığı alamayan mekanlar ürettiğini ve bu projenin tarihi yapılarda iklime duyarlı, termal ve görsel konforu sağlamayı hedefleyen bir model geliştirdiğini söyledi.