İstanbul'da Sürdürülebilirlik Gastronomide Prestijin Yeni Ölçütü Olarak Belirleniyor
İstanbul'da gerçekleşen gastronomi etkinliklerinde sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor. Üst düzey mutfakların çevresel ve etik duyarlılık ile çatışmadığı vurgulanıyor. Ziyaretçiler, sadece yedikleri değil, ürünlerin kaynağını sorgulamaya başladı. Bu değişim, Türkiye'nin gastronomi kimliğini güçlendiriyor.
Sürdürülebilirlik, gastronomi dünyasında giderek daha fazla önem kazanıyor. İstanbul'daki gastronomi etkinliklerinde, üst düzey mutfakların yoğun kaynak tüketimiyle özdeşleştirildiği algısının değiştiği gözlemleniyor. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, "Yüksek gastronomi, yüksek tüketim anlamına gelmek zorunda değil" diyerek, sürdürülebilir mutfakların doğru planlandığında çevresel ve etik duyarlılığı koruyabileceğini belirtiyor.
Gastronomi Turizminde Yeni Beklentiler
Özer, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımların gastronomi turizmini de etkilediğini dile getiriyor. Bugünün tüketicileri, yalnızca ne yediklerini değil, bu ürünlerin kaynağını ve çevresel etkilerini de sorguluyor. Kaynağını bilen bu yeni tüketici profili, destinasyonların etik ve değer temelli bir gastronomi kimliği kazanmasında belirleyici bir rol oynuyor.
Türkiye Seçkisinde Sürdürülebilirlik Vurgusu
Michelin Rehberi'nin 2026 Türkiye seçkisinde farklı şehirlerin aynı çatı altında toplanmasının önemine değinen Özer, sürdürülebilirlik odaklı restoran sayısındaki artışa dikkat çekiyor. Michelin'in resmi duyurularına atıfta bulunarak, "2026 Türkiye seçkisinde sürdürülebilirlik kriterleri kapsamında Yeşil Yıldız dört restorana verildi. Türkiye genelindeki Yeşil Yıldızlı restoran sayısı 13 olarak belirlenirken, bu restoranlardan 4'ünün ilk kez listeye dahil edildiği görülüyor" ifadelerini kullanıyor. Bu durum, sürdürülebilirliğin gastronomi alanında giderek standartlaşan bir kalite ölçütü haline geldiğini gösteriyor.