PARKA GİDELİM Mİ?

             Dede parka gidelim mi?

             Anne/ baba parka gidelim mi?

             Abla beni parka götürür müsün?

             Abi hadi parka gidelim mi?

             Çocukların büyüklerine yalvaran sorusudur bu?

             Şehir çocuklarının dört duvar arasından çıkıp dışarıda nefes alabilecekleri yerlerdir parklar...

             Çocuklar için; tv’ler ya da tabletlerdeki çizgi filmler, oyunlar ve buna benzer sanal eğlencelerden çok, gerçek dünya ile de olmaları gereken yerlerdendir parklar.

             Yeşillikler arasında koşmak…

             Çimenler üzerinde yatıp debelenmek…

             Kaydıraklarda kayıp, salıncaklara binmek…

             Üzerini kirletmiş olsa bile kum havuzlarında oynamak onları çok mutlu eder.

             Ne kadar işiniz olursa olsun, hiç olmazsa haftada bir kez o mutluluğu tattırmak için parklara götürmeliyiz çocuklarımızı..

             Zira parklar, çocuklarımızın sanal alemden gerçek dünyaya çıkış kapılarıdır.

             Şimdilerde artık eskisi gibi kırlarda koşup oynamak durumlar yok.

             Onlar için tek seçenek parklar…

             Bence,  büyüklerin küçüklere en büyük hizmetidir parklar…

             Sizi bilmem, ama torunumu fırsat buldukça Rauf Denktaş parkına götürürüm.

             Son birkaç aydır oradaki oyuncaklar sökülmüş olduğu için başka parklara götürmekteydim.

             Geçen hafta yolumuz yine Rauf Denktaş parkına düştüğünde, gördüklerimizle torunum ve ben çok mutlu olduk.

             Parkın oyuncak bölümündeki zemini yeni döşenmiş ve de daha korunaklı oyuncaklar monte edilmişti.     

             Salıncaklar, kaydıraklar, tahtaravalliler ve yaylı oyuncaklar son derece korunaklı ve güzeldiler.

             Çocukların düşüp bir yerlerini incitmeleri hayli önlenmişti.

             Bu nedenle Tarsus Belediye Başkanı sayın Şevket Can’ı tebrik ediyorum.

             Kendisi de bir baba olarak bu hizmeti iyi düşünmüş.

            Yalnız; bütün bunlara rağmen bence çok önemli bir eksik var orada.

            İnanır mısınız, koskoca Rauf Denktaş Parkında içecek bir damla su yok.

            Çeşme var…

            Hem de çini işlemeli ve de oldukça da gösterişli.

            Amma velakin, muslukları sökülmüş ve de suyu kesik.

            Çocuk su içme ihtiyacı duyarsa ne olacak peki?

            Gidip büfeden veya marketten mi su alacak söyler misiniz?

            Ya da elini yüzünü temizlemek için ne yapacak?

            Bence, bu çeşmenin akmaması o güzelim oyuncakların yanında büyük eksiklik olarak göze çarpıyor. 

            Efendim: vallahi bıktık usandık şu musluk hırsızlarından! Biz takıyoruz onlar çalıyor ya da kırıyorlar bahanesine kimse sarılmasın.

            Koskoca parkın bir bekçisi ya da temizliğini yapan bir görevlisi yok. Vardı onu başka yere gönderdiler.

            Şevket başkanın hizmetlerini alkışlarken, bu eksikliği de bir an evvel gidermesini istiyoruz.

            Zira, çocukların başkan amcalarından en büyük beklentisi suyu akan çeşmedir.