Kadına Şiddete Hayır Dedik, Yeni Olay Oldu
Yeni bir 25 Kasım’ı yaşadık. kadına Şiddete hayır günü.. Bundan 10 yıl önceydi.. Cep telefonuma gelen bir arama ile bir kadına yapılan saldırıyı haber almıştım.
Yeni bir 25 Kasım’ı yaşadık. kadına Şiddete hayır günü..
Bundan 10 yıl önceydi.. Cep telefonuma gelen bir arama ile bir kadına yapılan saldırıyı haber almıştım. Bunun üzerine olayını görüntülemeye, fotoğraflamaya gitmiştim..
Gördüğüm manzara korkunçtu. 25 yaşlarında olan sarışın bir genç kadın kocası, kayınpederi, kaynanası ve görümcelerinin saldırısına uğramış.
Gözleri ve yanakları mosmor olmuş. İki çocuğuyla birlikte sokağa atılmıştı. O zamanlar kentimizde bir sivil toplum kuruluşunda başkanlık yapan Ülkü Yılmaz adındaki kadın yönetici, dayak yiyen, dövülen, sonra iki çocuğuyla sokağa atılan bu genç kadına sahip çıkmıştı. Bizlerde olayı görüntülemiş, gazetelere haber yapmış, ona sahip çıkmış, saldırganların ceza alması için şahitlik bile yapmıştık.
Aradan geçen yıllarda sürekli bu tür haberler düştü gündeme.. Kocasından dayak yiyen, bıçaklanan, tabanca ile vurulan, falçata ile boynu kesilen onlarca kadının haberi gündemde kaldı hep..
Tarsus'ta değil sadece.. her yerde...
Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Adana'da..
Mersin'de..
Yani 81 ilin tümünde ve ilçelerinde bu tür olaylar bitmek bilmedi.
Hala da devam ediyor..
2020 yılında da maalesef bu tür şiddet, saldırı, Taciz ve öldürme, cana kastetme olayları devam ediyor.
Yine ne acıdı ki bu istatistik rakamlarının içinde her zaman Tarsus gibi çağdaş dediğimiz bir kentin adı da geçmektedir.
Bakan Süleyman Soylu’nun verdiği rakamlara göre bu yıl 20 Kasım tarihi itibariyle 234 kadın aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybetti. Geçen yılın ilk 10 ayındaki can kaybı 308'di, bu yıl 234 oldu.. Yüzde 24 bir azalma var, ama bizim için 1 sayısı da fazla!”.
XX
YENİ CİNAYET
Biz bunları yazdığımız gün Tarsus’ta yeni cinayet işlendi. Bir genç , gönül verdiği amcakızından karşılık bulamayınca genç kızı öldürdü. Kendi canına kıydı.
Yine acı, yine gözyaşı ve yine büyük ayıp..
**
1998'de yürürlüğe giren Ailenin Korunmasına Dair Kanun, ev içi şiddete karşı ileri bir mevzuattır. Yasaya göre bir kadın, onun adına bir aile dostu ya da aile üyesi veya Cumhuriyet Savcısı, şiddete karşı koruma emri çıkartması için (2003 teki 4787 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Aile Mahkemesi Hakimine) Sulh hakimine başvurabilir. Hakim başvuruyu aldığında anda derhal koruma tedbirlerine hükmedebilir; bu başvuru, saldırganı yargılamayla ilgili bir talep değil, eşi korumayla ilgili bir taleptir. Şiddet uyguladığı iddia edilen kişinin evden uzaklaşmasını ve kurbana yaklaşmaması, aksi halde hapis tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı gibi emrin öteki zorunluluklarına uymasını gerektirir. Yasa polise, şiddet uyguladığı iddia edilen zanlının silahlarına el koyma hakkı da tanır.
Lütfen, kızlarımıza kadınlarımıza sahip çıkalım..
Her türlü saldırı karşısında onlara destek çıkalım.
Onları koruyup kollayalım.
Çünkü onlar bir elmanın yarısı gibi erkeğin eşi, kızı, sevgilisi annesi olarak baştacımızdır.
Bundan 10 yıl önceydi.. Cep telefonuma gelen bir arama ile bir kadına yapılan saldırıyı haber almıştım. Bunun üzerine olayını görüntülemeye, fotoğraflamaya gitmiştim..
Gördüğüm manzara korkunçtu. 25 yaşlarında olan sarışın bir genç kadın kocası, kayınpederi, kaynanası ve görümcelerinin saldırısına uğramış.
Gözleri ve yanakları mosmor olmuş. İki çocuğuyla birlikte sokağa atılmıştı. O zamanlar kentimizde bir sivil toplum kuruluşunda başkanlık yapan Ülkü Yılmaz adındaki kadın yönetici, dayak yiyen, dövülen, sonra iki çocuğuyla sokağa atılan bu genç kadına sahip çıkmıştı. Bizlerde olayı görüntülemiş, gazetelere haber yapmış, ona sahip çıkmış, saldırganların ceza alması için şahitlik bile yapmıştık.
Aradan geçen yıllarda sürekli bu tür haberler düştü gündeme.. Kocasından dayak yiyen, bıçaklanan, tabanca ile vurulan, falçata ile boynu kesilen onlarca kadının haberi gündemde kaldı hep..
Tarsus'ta değil sadece.. her yerde...
Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Adana'da..
Mersin'de..
Yani 81 ilin tümünde ve ilçelerinde bu tür olaylar bitmek bilmedi.
Hala da devam ediyor..
2020 yılında da maalesef bu tür şiddet, saldırı, Taciz ve öldürme, cana kastetme olayları devam ediyor.
Yine ne acıdı ki bu istatistik rakamlarının içinde her zaman Tarsus gibi çağdaş dediğimiz bir kentin adı da geçmektedir.
Bakan Süleyman Soylu’nun verdiği rakamlara göre bu yıl 20 Kasım tarihi itibariyle 234 kadın aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybetti. Geçen yılın ilk 10 ayındaki can kaybı 308'di, bu yıl 234 oldu.. Yüzde 24 bir azalma var, ama bizim için 1 sayısı da fazla!”.
XX
YENİ CİNAYET
Biz bunları yazdığımız gün Tarsus’ta yeni cinayet işlendi. Bir genç , gönül verdiği amcakızından karşılık bulamayınca genç kızı öldürdü. Kendi canına kıydı.
Yine acı, yine gözyaşı ve yine büyük ayıp..
**
1998'de yürürlüğe giren Ailenin Korunmasına Dair Kanun, ev içi şiddete karşı ileri bir mevzuattır. Yasaya göre bir kadın, onun adına bir aile dostu ya da aile üyesi veya Cumhuriyet Savcısı, şiddete karşı koruma emri çıkartması için (2003 teki 4787 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Aile Mahkemesi Hakimine) Sulh hakimine başvurabilir. Hakim başvuruyu aldığında anda derhal koruma tedbirlerine hükmedebilir; bu başvuru, saldırganı yargılamayla ilgili bir talep değil, eşi korumayla ilgili bir taleptir. Şiddet uyguladığı iddia edilen kişinin evden uzaklaşmasını ve kurbana yaklaşmaması, aksi halde hapis tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı gibi emrin öteki zorunluluklarına uymasını gerektirir. Yasa polise, şiddet uyguladığı iddia edilen zanlının silahlarına el koyma hakkı da tanır.
Lütfen, kızlarımıza kadınlarımıza sahip çıkalım..
Her türlü saldırı karşısında onlara destek çıkalım.
Onları koruyup kollayalım.
Çünkü onlar bir elmanın yarısı gibi erkeğin eşi, kızı, sevgilisi annesi olarak baştacımızdır.