Garanti BBVA’nın desteğiyle yürütülen araştırma, su verimliliği üzerinde önemli bulgular sunuyor. Araştırmaya göre, imalat sektöründe kullanılan suyun yüzde 88’i doğrudan üretim süreçlerinde kullanılıyor. Bu durum, suyun üretim için temel bir girdi olduğunu gösteriyor. Ancak, birçok sektörde suyun önemi bilinse de gerekli yatırımlar henüz yeterli seviyeye ulaşmamış durumda.
Özellikle Türkiye’de gıda, tekstil ve kâğıt endüstrisi gibi sektörler, su kıtlığı çeken havzalarda faaliyet gösteriyor. Bu durum, sanayi üretiminin su stresi altında yoğunlaştığını gösteriyor. Türkiye genelinde deşarj edilen atıksu oranı, soğutma suyu hariç, yüzde 93’ün üzerinde. Bu oran, üretim süreçlerinde kullanılan suyun büyük bir kısmının geri kazanılmadan sistemden çıktığı anlamına geliyor.
Su kıtlığı riski açısından Marmara ve Küçük Menderes havzaları en hassas bölgeler arasında yer alıyor. Araştırma, imalat sanayisinin toplam su çekiminin yaklaşık üçte birini oluşturduğunu ve bu sektörde su verimliliği odaklı teknolojik yatırımların sınırlı kaldığını ortaya koyuyor. Endüstriyel tesislerin birçoğu geri kazanım sistemlerini yalnızca yasal zorunluluklar çerçevesinde uyguluyor. Ancak, proses sularının arıtılması ve tekrar kullanımıyla su maliyetinin düşürülebileceği ve verimliliğin artırılabileceği vurgulanıyor.
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran, araştırmanın sonuçlarına dair değerlendirmesinde, sanayi üretiminde suyun yönetiminin ekonomik dayanıklılık için kritik bir unsur olduğunu belirtti. Onaran, su verimliliğinin işletmelerin rekabet gücü ile doğrudan bağlantılı olduğunu ifade ederek, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin önemine dikkat çekti. Mavi Nefes projesi ile su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü de sözlerine ekledi. Bu projeyle, bilim, sivil toplum ve teknoloji bir araya getirilerek suyun korunması gerektiği vurgulanıyor. Nihai hedef, işletmelerin ve bireylerin su verimliliği konusundaki dönüşümünü hızlandırmak.