Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bağımlılık türlerinin son yıllarda değiştiğine dikkat çekti. "Davranışsal bağımlılıklar" adı verilen yeni bağımlılık türlerinin 21’inci yüzyılda önemli bir yer edindiğini ifade eden Uzbay, bağımlılıkları iki gruba ayırdıklarını açıkladı. Kimyasal bağımlılıklar, tütün, alkol, esrar, eroin ve kokain gibi maddeleri içerirken, kumar, internet, sosyal medya ve oyunlar gibi kimyasal olmayan bağımlılıklar ise yeni bir tehdit olarak ortaya çıkıyor. Kumarın kolay ulaşılabilir hale gelmesi, aile yapısını tehdit eden ciddi bir durum olarak değerlendirildi.
Kolaycılığın Olumsuz Etkileri
Uzbay, internetin yaygınlaşmasının gençler üzerindeki etkilerine de değindi. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte bilişsel işlevlerde bir gerileme yaşandığını vurgulayan Uzbay, yapılan araştırmaların ortalama IQ seviyesinde düşüş gösterdiğini ortaya koyduğunu belirtti. Z ve alfa kuşakları için büyük beklentilerin olduğunu ancak fazla kolaycılığa yöneldikçe okuma ve yazma becerilerinin zayıfladığını ifade etti. Kalem tutmakta zorlanan gençlerin sayısının arttığını dile getiren Uzbay, insanların el becerisi ve muhakeme gücünün dijital çağda zarar gördüğünü söyledi.
Bağımlılığın Doğası
Bağımlılık konusunu yalnızca ahlaki bir sorun olarak ele almanın hatalı olduğunu belirten Uzbay, bağımlılığın keyif verici unsurların beyni etkilemesiyle ortaya çıkan bir beyin hastalığı olduğunu dile getirdi. Parkinson, depresyon ve anksiyete gibi beyinle ilişkili hastalıklarla bağımlılığın aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bağımlılığın ahlaki değerleri çökerttiğini, aile yapısına zarar verdiğini ve toplumsal çürümeyi hızlandırdığını ifade eden Uzbay, bu nedenle bağımlılığın mutlaka kontrol altına alınması ve uygun tedavi stratejileriyle ele alınması gerektiğini belirtti. Aksi halde bağımlılığın toplum içinde yayılma riski taşıdığına dikkat çekti.