Dr. Tuğba Balkaya Tunçel, anal fissürün genellikle kabızlık, sert dışkılama veya doğum sonrası zorlanmalardan kaynaklanan küçük bir yırtıkla başladığını ifade etti. Hastalığın belirtileri arasında tuvalet sırasında hissedilen cam kesiği gibi ağrı, kanama ve yanma yer alıyor. İlk aşamalarda ağrı nedeniyle hasta tuvalete gitmekten kaçınarak kabızlığı artırabiliyor. Bu da çatlağın derinleşmesine sebep olarak, makat kaslarında spazm gelişimine yol açmakta ve yaranın iyileşmesini zorlaştırmaktadır.
Acil Çözüm Olmaktan Uzaklaşmayın
Geçmişte anal fissür tedavisinde cerrahi yöntemler yaygın olarak kullanılırken, günümüzde botoks tedavisi ön plana çıkmıştır. Dr. Tunçel, botoksun anal fissür tedavisinde kasları geçici olarak gevşetmek amacıyla kullanıldığını belirtti. Makat bölgesine uygulanan bu küçük doz enjeksiyonlar, kas spazmını ortadan kaldırarak kan akışını artırmakta ve yaranın kendi kendine iyileşmesine olanak tanımaktadır. İşlem yaklaşık 5-10 dakika sürmekte ve genellikle lokal anestezi ile yapılmaktadır.
Hastalar, botoks uygulamasının ardından aynı gün evlerine dönebilir. Uygulama sonrası çoğu hasta birkaç gün içinde belirgin bir rahatlama hissederken, ağrının azaldığı ve tuvalete gitme korkusunun ortadan kalktığı gözlemlenmektedir. Ortalama 4-8 hafta içinde fissür tamamen iyileşmekte ve bu süreçte kesi veya dikiş izi oluşmamaktadır. Ancak bazı hastalarda, yakınmaların yarı yarıya azaldığı durumlarda ikinci bir botoks seansı gerekli olabilmektedir.
Kişiye Özel Tedavi Yaklaşımları
Dr. Tunçel, anal fissür tedavisinde kişiye özel bir yaklaşımın önemine dikkat çekerek, bazı hastalar için botoksun tek başına yeterli olabileceğini, ileri vakalarda ise ek ilaç tedavileri veya yaşam tarzı değişikliklerine ihtiyaç duyulabileceğini ifade etti. Bol su içmek, lif açısından zengin beslenmek ve düzenli tuvalet alışkanlığı edinmek tedavinin başarısını artıran unsurlar arasında yer almaktadır.
Kaynak: Mersin Haber + IHA