İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, Boğaziçi Lüferi Bayramı’nın tanıtımını Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ile birlikte gerçekleştirdiklerini duyurdu. Özer, etkinliğin İstanbul'un kültürel mirası olan Boğaziçi Lüferi’nin tanıtımına katkı sağlayacağını belirtti. Ayrıca, Boğaziçi Lüferi'nin coğrafi işaret tescilinin de Ocak 2024 itibarıyla gerçekleşeceğini ifade etti.
Boğaziçi Lüferi’nin Önemi
Özer, Boğaziçi Lüferi'nin yalnızca bir balık türü olmadığını, aynı zamanda İstanbul kültürünün önemli bir sembolü olduğunu vurguladı. Osmanlı döneminde saray sofralarının vazgeçilmez bir parçası olan bu balık, halk arasında "Boğazın Sultanı" olarak anılmaktadır. 2018 yılında kurulan İstanbul Coğrafi İşaret Konsorsiyumu aracılığıyla yapılan çalışmaların en somut örneği olarak Boğaziçi Lüferi’nin tescil edildiğini aktardı.
İTO Başkan Yardımcısı, İstanbul mutfağının bir diğer geleneksel ürünü olan İstanbul Lakerdası için de patent başvurusu yaptıklarını belirtti. Palamut veya torikten yapılan bu ürünün coğrafi işaret tescilinin tamamlanmasıyla hem gastronomi hem de turizm açısından İstanbul’a yeni bir değer katılmasının hedeflendiğini ifade etti.
Gastronomi Vizyonu
İTO olarak, İstanbul’un değerli ürünlerini yaşatmak ve tanıtmak için kapsamlı bir gastronomi vizyonu yürüttüklerini söyleyen Özer, Boğaziçi Lüferi Bayramı etkinliklerinin yanında çeşitli projeler geliştirdiklerini belirtti. Mutfak Sanatları Akademisi ile birlikte öğrencilere yönelik atölyeler, "Boğaziçi Lüferi Tarif Kitabı" hazırlığı ve podcast projeleri yürütüldüğünü dile getirdi.
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, İstanbul’un tarımsal anlamda 5 coğrafi işareti bulunduğunu ve bu sayıyı artırmak için çaba sarf ettiklerini belirtti. Parıldar, Boğaziçi Lüferi’nin ayrı bir tat ve lezzete sahip olduğunu, bu nedenle Eylül ortasından Ocak ortasına kadar en uygun dönemde tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Kültürel Miras Olarak Boğaziçi Lüferi
Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) Yönetici Direktörü Sitare Baras, Boğaziçi Lüferi’nin coğrafi işaret almasının İstanbul’un deniz ürünleri kültürü adına önemli bir adım olduğunu vurguladı. Baras, MSA olarak coğrafi işaretli ürünlerin korunması ve tanıtılması konusunda 21 yıldır çalışmalar yaptıklarını belirtti. Bu balığın, sadece bir tür değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu ifade etti.
Baras, geleceğin şeflerine ve mutfak becerilerini öğrenmek isteyenlere bu bilinçle eğitim vermeye devam edeceklerini ve İstanbul Ticaret Odası ile iş birliği içinde Boğaziçi Lüferi’nin tanıtımını sürdüreceklerini söyledi.
