Memenin hormon duyarlı bir organ olduğunu belirten Op. Dr. Aytaç Sayın, östrojenin meme hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını sağladığını ifade etti. Bu durum, hatalı hücre bölünmelerine ve tümör oluşumuna yol açabilir. Ayrıca, kadınlarda östrojen ve androjen maruziyetine bağlı meme dokusunda değişiklikler gözlemlenebilmektedir.
Aile Öyküsü ve Genetik Yatkınlık
Genetik faktörlerin meme kanseri üzerinde önemli bir etkisi olduğunu belirten Dr. Sayın, "Birinci derece akrabasında meme kanseri bulunan kadınların riski, normal topluma göre iki kat daha fazladır. Daha önce meme kanseri geçiren kadınlarda ise, diğer memede yeniden kanser gelişme ihtimali toplum ortalamasına göre beş kat daha yüksektir" dedi.
Menopoz Yaşı ve Adet Düzeni
Kadınların adet gördüğü süre boyunca östrojen hormonuna maruz kaldığını vurgulayan Dr. Sayın, "Erken yaşta adet görmek ya da geç menopoza girmek, östrojen maruziyet süresini uzatır ve bu da meme kanseri riskini artırır. 12 yaşından önce adet görmeye başlayan kadınların, geç yaşta adet görmeye başlayanlara göre meme kanseri riski 1.7 ila 3.4 kat daha fazladır" ifadelerini kullandı.
Diğer Risk Faktörleri
Doğum kontrol haplarının uzun süreli kullanımının meme kanseri riskini hafif düzeyde artırabileceğini de belirten Dr. Sayın, "Hap bırakıldıktan yaklaşık 10 yıl sonra bu risk normale döner. Ayrıca menopoz sonrası dönemde aşırı kilo, vücutta östrojen üretimini artırarak meme kanseri gelişimini kolaylaştırabilir" dedi.
Düzenli Kontrol ve Farkındalık
Tüm bu risk faktörleri göz önünde bulundurulduğunda, kadınların düzenli kontrollerini aksatmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Sayın, "Özellikle aile öyküsü bulunan ve östrojene uzun süre maruz kalan kadınlarda dikkatli takip çok önemlidir. Kendi vücudunu tanımak, düzenli hekim muayenesi yaptırmak ve mamografi taramalarını aksatmamak, meme kanserinde erken tanının temelini oluşturur. Erken tanı, yaşam kurtarır" şeklinde konuştu.