Prof. Dr. Türkoğlu, denizlere salınan atıkların arıtımında son dönemde bir bilinçlenme olduğunu ancak bunun yetersiz kaldığını belirtti. Müsilaj oluşumunun sebeplerinin başında deniz kirliliği, iklim değişimi ve hidrodinamik yapı geldiğini aktaran Türkoğlu, bu sorunların çözümünde en önemli adımın deniz kirliliğinin durdurulması olduğunu ifade etti. "Geçmişte kaba arıtma yöntemleriyle atık sular Marmara Denizi'ne boşaltılıyordu. Ancak son zamanlarda biyolojik arıtma tesislerinin sayısında bir artış yaşandı. Bu oran artık %25, %30, %40'lara ulaştı. Yine de kaba arıtma ile kirleticilerin büyük bir kısmını denize bırakıyoruz." dedi.
Müsilaj ve Tarım İçin Çifte Çözüm
Türkoğlu, müsilajın önlenmesi ve yerel tarım yoluyla daha uygun fiyatlı sebze ve meyveye ulaşmanın arıtma sistemleri ile mümkün olduğunu açıkladı. "Kirleticileri sisteme vermeden, elde edilen tatlı su kaynaklarını kullanmalıyız. Gelecekte su kıtlığı da göz önünde bulundurulmalı. Atık suları arıttıktan sonra, belirli havzalarda toplayarak yerinde tarım ve park bahçeleri sulamak için kullanabiliriz." şeklinde konuştu.
Böylece Marmara Denizi hem kirlilikten arınmış olacak hem de İstanbul gibi tarım alanlarının çevresindeki insanlara daha ucuz tarım ürünleri sağlanmış olacak. Prof. Dr. Türkoğlu, bu çift yönlü çözümün öneminin farkında olunması gerektiğini, politika yapıcıların ve bireylerin çevre konusunda daha duyarlı olmaları gerektiğini vurguladı.
Kaynak: Mersin Haber + IHA