ANKARA - Türkiye’de giderek artan kadına yönelik şiddetle mücadele yöntemleri, Gaziosmanpaşa ve Oran Soroptimist kulüplerinin, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde birlikte düzenlediği bir panelle masaya yatırıldı.
Çankaya Belediyesi Halk Sağlığı Merkezi toplantı salonunda düzenlenen panele konuşmacı olarak Türkiye Barolar Birliği Yaşam Ağacı Projesi Koordinatörü Avukat Tülay Bekar; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Gökçen Taner, Türkiye Barolar Birliği Gelincik Projesi Uzmanı Avukat Meral Erdoğan ve Sosyal Hizmetler Uzmanı ve Aile Terapisti Demet Özgün katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Tülay Bekar, Türkiye’de Şiddetle Mücadelenin Tarihçesi’ni anlattı. Konuşmasının başında kadına yönelik şiddet olaylarını içeren haberler ve kamuoyunda tanınan isimlerin yaptığı ayrımcı açıklamaların yer aldığı bir sunum yapan Bekar, erkek şiddetinin yeni bir kavram olmadığını ancak gelinen noktada, sadece erkek şiddetinden değil kadın haklarının ihlal ve tırpanlanmasından da bahsedilmesi gerektiğini söyledi. Kadına şiddet uyguladığı için ya da tecavüz suçlamasıyla hakim karşısına çıkan faillerin kravat takarak ceza indirimi almasının başta kadınlar olmak üzere toplum vicdanını yaraladığını kaydeden Bekar, kadın örgütlerinin işbirliğini artırması gerektiğini vurguladı.
CEZAYI ARTIRMAK SUÇU ÖNLEMEZ
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Gökçen Taner de 'Şiddetle Mücadelede Ceza Hükümleri – Cezaların Artırılması Mücadelede Etkin Bir Yol Mu?' başlıklı konuşmasında ceza hukukunun zannedildiği ya da arzulandığı kadar etkin bir kurum olmadığını söyledi. Ceza hukukunun son çare olması gerektiğini kaydeden Taner, çözümün cezaları değil eğitim ve denetimi artırmak olduğunu söyledi.
Yasalarda değişiklikle uyuşturucu ve cinsel saldırı suçlarında ceza artırımına gidildiğini de hatırlatan Taner, “Aslında cinsel saldırı suçları hafif şekilde cezalandırılan suçlar değildi. Cezaların işe yaramasını sağlayan şey onların kaçınılmaz olduğunun hissedilmesidir. Hepiniz dikkat etmişsinizdir, trafik kameralarının konulmasından sonra kırmızı ışıkta geçme suçlarında çok ciddi bir azalma oldu. Çünkü insanların, arkadaşlarının eline ceza makbuzu gelmeye başladı. Cezaları artırmak bir çözüm değildir, çözüm denetim ve eğitimdir.” diye konuştu.
"KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE DEVLET POLİTİKASI OLMALI"
Ankara Barosu tarafından şiddet mağduru kadın ve çocuklara hukuki destek vermek amacıyla 2011 yılında başlatılan Gelincik Projesi hakkında bilgi veren Avukat Meral Erdoğan da Türkiye genelinde 20 binden fazla kadına ulaşıldığını, 4 yılda 25 bin civarında kadının telefonla kendilerine ulaştığını kaydetti. Türkiye’de şiddetin birincil mağdurunun kadınlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadelenin samimiyetle yürütülen bir devlet politikası olması gerektiğini ifade etti.