Güneş Vakfı'nın organize ettiği geleneksel Cuma Konferansları çerçevesinde, Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yrd. Doç. Dr. Uğur Akbulut, “Masum Bir İçecek ve Tartışmalı Bir Mekân: Osmanlılarda Kahve ve Kahvehane” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Konferans, vakfın merkezinde yoğun katılım ile gerçekleştirildi.
Akbulut, kahvenin Türk kültüründeki yerini vurgulayarak, "Kahve, köken olarak Habeşistan yaylalarına dayanır ve 14-15. yüzyıllarda Yemen’e taşınarak popüler bir içecek haline gelmiştir. Tasavvuf çevrelerinde, zindelik sağladığı için büyük ilgi görmüştür" dedi.
Osmanlı döneminin kahvehanelerinin ilk olarak 1550’li yıllarda İstanbul’da açıldığını belirten Akbulut, bu mekanların zamanla sosyal iletişim merkezleri haline geldiğini ifade etti. "Kahvehanelerde gerçekleştirilen sohbetlerde, politik konular da tartışılmış ve bu durum devletin dikkatini çekmiştir" diye ekledi.
XIX. yüzyılda kahvehanelerin sayısının artarak 2500'e ulaştığını belirten Akbulut, bu mekanların sadece kahve içmek için değil, aynı zamanda eğlence ve sosyal etkileşim için de kullanıldığını açıkladı. "Kahvehanelerin yapısı, zamanla toplum tarafından olumsuz algılanmaya başlamış ve bazıları kapatılmıştır" ifadelerini kullandı.
Kahvehanelerin mahalle kültüründeki önemine dikkat çeken Akbulut, "Bu mekanlar, mahalle sakinlerinin buluşma noktasıydı. Ancak bazı olumsuz davranışların ortaya çıkması, kahvehanelere yönelik olumsuz bir bakış açısının gelişmesine neden olmuştur" şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, kahvehanelerin sosyal hayattaki çok yönlü rolü, tarihsel süreç içerisinde değişiklik göstermiştir. Kahve içmenin ötesinde, bu mekanların farklı işlevler üstlenmesi, toplumda birtakım sorunlara yol açmıştır.
Kaynak: Mersin Haber + IHA