Prof. Dr. Gül, bademciklerin çocukluk döneminde bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olduğunu belirterek, her bademcik büyümesi veya iltihaplanmasının cerrahi müdahale gerektirmediğini ifade etti. Öncelikle medikal tedavi yöntemlerinin değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Gül, aktif enfeksiyon döneminde bademciklerin ameliyat edilmesinin önerilmeyeceğini aktardı. Ayrıca, kanama bozukluğu olan hastalarda kanama riskinin kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekti.
Ameliyat Kararında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hafif ve seyrek bademcik iltihaplarının, yılda bir veya iki kez meydana gelmesinin genellikle cerrahi gerektirmediğini belirten Prof. Dr. Gül, bademcik büyümesinin solunumu veya yutmayı etkilemediği durumların da tek başına ameliyat nedeni olmadığını vurguladı. Günümüzde farklı cerrahi tekniklerin kullanıldığını ifade eden Gül, klasik yöntemlerin yanı sıra lazer ve plazma enerjisi ile yapılan buharlaştırma tekniklerinin de tercih edilebileceğini belirtti.
Hastanın Genel Sağlık Durumu Önemli
Bu tekniklerde bademcik dokusunun tamamının alınmadığını, yüzeysel olarak buharlaştırılarak küçültüldüğünü aktaran Gül, her hastanın bu yönteme uygun olmadığını ve buharlaşma işleminin de belirli durumlarda geçerli olduğunu kaydetti. Aktif enfeksiyon veya ciddi kanama riski olan hastalarda bu tür işlemlerin ertelenmesi gerektiğine dikkat çeken Gül, ameliyat kararının yalnızca tekrarlayan enfeksiyonlar veya bademcik büyüklüğüne göre değil, hastanın genel sağlık durumu, solunum ve yutma fonksiyonları ile yaşam kalitesi göz önünde bulundurularak verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Mersin Haber + IHA