Uzman Psikolog İrem Beril Şen, Türkiye Klinikleri'nin 18-24 yaş arası gençlerde yaptığı araştırmaya göre, anksiyete bozukluğunun oranının pandemi sonrası dönemde arttığını belirtti. Bu çalışmaya göre, gençlerin %48,4’ünde orta veya şiddetli anksiyete görülüyor. Ayrıca, Türkiye genelinde toplumun yaklaşık %17'sinin ruh sağlığı ile ilgili sorun yaşadığı ifade ediliyor.
Dünya Genelinde Artan Anksiyete
Uzman Şen, küresel bir sorun olan anksiyetenin, dünya genelinde 301 milyon kişiyi etkilediğini ve bu oranın pandemi sonrası %25 arttığını vurguladı. Harvard Üniversitesi'nin araştırmasına göre, dünya nüfusunun her 8 yetişkininden biri en az bir kez klinik düzeyde anksiyete yaşamaktadır.
Anksiyeteyi Tetikleyen Faktörler
Anksiyetenin ortaya çıkışında birçok etken bulunduğunu belirten Şen, en önemli nedenler arasında yoğun çalışma şartları, ekonomik belirsizlikler ve dijital dünyanın etkisini saydı. Özellikle sosyal medya ve sürekli karşılaştırma hissinin, gençlerde geleceğe dair endişe ve yetersizlik duygularını artırdığı belirtildi.
Fiziksel Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri
Anksiyetenin sadece zihinsel değil, fiziksel belirtilerle de kendini gösterdiğini ifade eden Şen, kalp çarpıntısı, mide rahatsızlıkları ve uyku problemlerinin uzun süre devam etmesinin işlevselliği ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çekti. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yönteminin en etkili tedavi yöntemi olduğunu belirten Şen, çevrim içi BDT uygulamaları ile anksiyete puanlarının önemli ölçüde azaltılabileceğini aktardı.
Toplumsal Çözüm Önerileri
Şen, anksiyetenin toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayarak, iş yerlerinde ve eğitim kurumlarında ruh sağlığı merkezlerinin yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Ayrıca, dijital farkındalık eğitimlerine önem verilmesi ve psikolojik destek hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti. Anksiyete, çağımızın en yaygın ama en az konuşulan sorunlarından biridir; bu nedenle erken farkındalık ve yönetim önemlidir.
Kaynak: Mersin Haber + IHA