Son günlerde birçok şirket, yaşanan ekonomik dalgalanmalar neticesinde beklenmedik zorluklarla karşı karşıya kaldı. Bu olumsuz durumların arkasındaki temel sebeplerden biri, şirketlerin krizlere karşı hazırlıksız yakalanmaları olarak öne çıkıyor. Uzman Bayır, kırılganlığın yalnızca kriz anlarında değil, işlerin iyi gittiği dönemlerde de ortaya çıkabileceğini vurguladı. Bu süreçte risklerin göz ardı edilmesi, şirketlerin büyüme sağlarken yönetim becerilerini gözden kaçırmalarına neden olabiliyor.
Platform Ekonomisi ve Tek Kanala Bağımlılık
Dijitalleşmenin ve pazaryerlerinin şirketler için sağladığı hız, önemli bir avantaj olsa da, tek bir kanala bağımlılığın kırılganlık riskini artırabileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Bayır, pazaryerlerinin sağladığı satış hacminin yanı sıra, tüm iş modelinin sadece tek bir platforma bağlı olmasının şirketlerin kontrol alanını daraltabileceğini ifade etti. Sağlıklı bir büyüme için, şirketlerin pazaryerlerini güçlü bir kanal olarak kullanırken, kendi marka ve operasyon altyapılarını da güçlendirmeleri gerektiği belirtildi.
Kırılganlığın İçsel Dinamikleri
Bayır, şirketlerin kırılganlaşmasının çoğu zaman dış faktörlerden ziyade iç dinamiklerden kaynaklandığını dile getirerek, operasyonel dağınıklık ve finansal görünürlük eksikliği gibi unsurların bu süreci hızlandırdığını ifade etti. Büyüme ile beraber kurumsallaşmanın sağlanmadığı durumlarda, şirketlerin daha hassas hale geldiği gözlemleniyor. Uzmanlar, günümüzde şirketlerin kendilerine sorması gereken temel sorunun ‘Ne kadar büyüdük?’ değil, ‘Bu büyümeyi ne kadar sağlıklı yönetiyoruz?’ olması gerektiğine dikkat çekiyor. Dayanıklılığı olmayan büyümenin, uzun vadede ciddi riskler taşıdığına vurgu yapılıyor.
