İstanbul'da Öpücük Hastalığına Dikkat: 10 Yaş Üstü Çocuklarda Ateşli Seyir Görülüyor

Öpücük hastalığı, özellikle 10 yaş ve üzerindeki çocuklarda daha belirgin belirtilerle seyrediyor. Uzmanlar, hastalığın bulaşma yollarına ve belirtilerine dikkat çekiyor.

İstanbul'da Öpücük Hastalığına Dikkat: 10 Yaş Üstü Çocuklarda Ateşli Seyir Görülüyor
Prof. Dr. Yazar, öpücük hastalığının genellikle 1-5 yaş arasındaki çocuklarda hafif belirtilerle atlatıldığını belirtirken, 10 yaş ve üzerindeki çocukların bağışıklık sisteminin daha güçlü tepki vermesi nedeniyle ateş, boğaz ağrısı ve halsizlik gibi belirtilerin daha belirgin hale geldiğini ifade etti. Bununla birlikte, ergenlik dönemine doğru bağışıklık yanıtının artmasıyla hastalığın tabloyu erişkinlerdeki duruma daha çok benzetebileceğini vurguladı. Ayrıca, çocukluk döneminde vakaların yaklaşık %90’ının hafif seyrettiği ve genellikle fark edilmeden geçtiği bilgisi verildi.

Bulaşma Yolları
Virüsün sadece öpüşme yoluyla değil, aynı zamanda çeşitli temas yollarıyla da bulaşabileceğini aktaran Prof. Dr. Yazar, tükürük, mukus ve nadiren gözyaşı gibi vücut sıvılarıyla virüsün geçebileceğini belirtti. Aynı bardaktan su içme, çatal-kaşık paylaşma ve oyuncakları ağızla temas ettirme gibi durumların da bulaşma sebebi olabileceği ifade edildi. Kreş ve okullar gibi çocukların sık temas ettiği ortamlarda virüsün kolaylıkla yayılabileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, organ nakli veya cinsel temas yoluyla da nadiren bulaşabileceğini ekledi.

Belirtiler ve Tedavi
Virüsün vücuda girdikten sonra belirtilerin genellikle 4-8 hafta içinde ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Yazar, en sık görülen belirtiler arasında 38-39 derece civarında ateş, şiddetli boğaz ağrısı, bademciklerde beyazımsı plaklar, boyun ve kulak arkası lenf bezlerinde şişlik, belirgin halsizlik ve yorgunluk olduğunu dile getirdi. Bazı çocuklarda karaciğer veya dalakta büyüme, karın bölgesinde dolgunluk hissi, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallikler ve kızamığa benzer döküntülerin de görülebileceği ifade edildi. Öpücük hastalığının grip, bademcik iltihabı veya Beta enfeksiyonu ile karıştırılabileceğini belirten Yazar, bu hastalıkta antibiyotiklerin etkili olmadığını ve bazı antibiyotiklerin ciltte döküntüye yol açabileceğini vurguladı. Kesin tanı için tam kan sayımı, periferik yayma, Monospot testi ve EBV serolojisi gibi testlerin uygulanabileceğini belirtti.

Destekleyici Bakım ve Korunma
Prof. Dr. Yazar, EBV’ye karşı özel bir ilaç veya aşının olmadığını, tedavinin tamamen destekleyici olduğunu belirterek bol sıvı tüketimi, yeterli dinlenme ve ateş kontrolünün hastalığın rahat atlatılmasını sağlayacağını ifade etti. Gerektiğinde ağrı kesici veya ateş düşürücü ilaçların kullanılabileceğini belirtirken, antibiyotiklerin gereksiz olduğunu ve bazı durumlarda yan etkilere neden olabileceğini belirtti. Bağışıklık sistemini desteklemek için protein açısından zengin beslenme, bol C vitamini alımı ve şekerli gıdalardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, hastalığın seyrinde nadir de olsa dalak büyümesi veya karaciğer iltihabı gibi komplikasyonlar gelişebileceğine dikkat çekti. Özellikle karın ağrısı, dolgunluk hissi veya uzun süren halsizlik durumunda doktor kontrolünün önemli olduğunu söyledi. Son olarak, EBV’ye karşı koruyucu bir aşı bulunmadığını hatırlatarak, çocukları bu hastalıktan korumanın en etkili yolunun hijyen kurallarına dikkat etmek olduğunu belirtti. Kişisel eşyaların paylaşılmaması, ellerin sık sık yıkanması ve hasta kişilerle yakın temastan kaçınılması gerektiğini ifade etti.
Kaynak: Mersin Haber + IHA

İlgili Haberler


Mersin Haber ,Mersin