Dt. A.Doğan Bircan, stresin diş gıcırdatması üzerindeki etkilerini vurgulayarak, "Bruksizm (diş sıkma); genellikle uyku esnasında meydana gelen güçlü çene hareketleriyle kendini gösteren parafonksiyonel alışkanlıklardır. Alt ve üst çenedeki dişlerin çiğneme ve yutkunma dışında karşılıklı temasa gelmemesi gerekir. Bu tür diş temasları istenmeyen fonksiyonel hareketler olarak kabul edilir. Bruksizm, çiğneme ve yutkunma dışında gösterilen diş sıkma davranışıdır. Bu rahatsızlığa toplumda sıkça rastlanmaktadır ve çoğu zaman hastalar durumlarından haberdar olmamaktadırlar." dedi.
Diş sıkma alışkanlığının iki ana nedeni olduğunu dile getiren Dt. A.Doğan Bircan, "Bunlardan ilki stres, diğeri ise kapanış bozukluğudur. Diş sıkma alışkanlığının sonucunda, dişlerde aşınma, sızlama, çatlak, kırık ve yer değiştirme görülebilir. Yanağın iç yüzünde beyaz çizgiler ve dilin etrafında dişlerin izleri oluşur. Baş, boyun ve yüz kaslarında ağrılar meydana gelir. Alt yüz yüksekliği düşer, çene ucu ve burun ucu birbirine yaklaşarak daha yaşlı bir görünüm oluşur. Alt çene zamanla öne doğru yer değiştirir ve konkav bir profil görüntüsü oluşur." diye açıkladı.
Diş sıkma alışkanlığı genellikle geceleri görülse de, ileri vakalarda gündüz de bu durumun tespit edildiğini belirtti. Diş sıkma tedavisinin amacının dişlerde ve çene ekleminde kalıcı zararları önlemek ve ağrıyı ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Bircan, "Diş hekimleri tarafından uygulanan gece koruyucuları, diş gıcırdatması tedavisinde önemli bir araçtır. Ancak bu koruyucular çoğunlukla tek başlarına yeterli olamamaktadır." dedi.
Ayrıca, hastalığın seyrine bağlı olarak gece koruyucularının yanında stres terapisi, rahat uyumayı sağlayan önlemler, kas gevşetici ilaçlar, hatalı diş dolgusu ve kaplamaların yenilenmesi ve eksik dişlerin yerini alacak protez uygulamalarının da gerekli olduğunu belirtti. Bircan, günümüzde diş sıkma tedavilerinde botoks uygulamalarının da sıklıkla kullanıldığını sözlerine ekledi.
Kaynak: Mersin Haber + IHA