Yerli kömür teşvikinin enerji arz güvenliğine katkı sağlayacağına dair açıklamalarda bulunan uzman, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yaşanan enerji krizinin Avrupa'yı kömüre yönlendirdiğini vurguladı. Türkiye'de ise yerli kömür santrallerinin satış bedellerinin, hidroelektrik, rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklarıyla eşit seviyelerde belirlendiğini ifade etti. 2024 yılı boyunca elektrik fiyatlarının düşük kalmasının yerli termik santrallerde önemli kayıplara yol açtığını dile getiren uzman, bu teşviklerin üretim sürekliliği için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
Yerli kömürden üretilen elektriğin cari açığın azaltılmasına yıllık 4,5 milyar dolara kadar katkı sağladığını kaydeden uzman, bu katkının santrallerin ekonomik ömrü boyunca 100 milyar dolara ulaşabileceğini vurguladı. Türkiye’nin enerji ithalatına yıllık ortalama 75 milyar dolar ödediğine dikkat çeken uzman, yerli kömürün sağladığı katkının stratejik bir sigorta oluşturduğunu ifade etti.
Yerli kömür santrallerinin enerji arz güvenliğini garanti ettiğini ve bölgesel kalkınmaya da büyük destek sağladığını söyleyen uzman, son 5 yılda yerli kömür üretiminin cari dengeye 50 milyar dolardan fazla katkı sağladığını aktardı. Yerli kömüre dayalı termik santrallerde ve kömür işletmelerinde 50 bin doğrudan, 200 bin dolaylı istihdam sağlandığına dikkat çekildi. Bu tesislerin bulundukları yerlerde geniş bir ekonomik ekosistem oluşturduğuna da vurgu yapıldı.
Uzman, teşvik mekanizmasının Türkiye’nin kendi kaynaklarını ekonomiye kazandırma yönünde önemli bir adım olduğunu belirtti. Yerli kömür santrallerinin sürdürülebilirliğini güvence altına alarak ithal kaynaklara bağımlılığı azaltacağına, cari açığa milyarlarca dolarlık katkı sağlayacağına ve enerji arz güvenliği açısından stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Bu teşviklerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla yürütülen milli enerji ve maden politikası çerçevesinde hayata geçirildiği belirtildi.
