İzmir'de yapılan açıklamalarda, meme ve prostat kanserleri arasındaki genetik ortaklıklar üzerinde duruldu. Prof. Dr. Turna, dünya genelinde kadınlarda en yaygın kanser türü olan meme kanserinin her 8 kadından birinde görüldüğünü ifade etti. Prostat kanserinin ise erkeklerde yaşam boyu görülme riskinin yüzde 12-15 arasında olduğunu belirtti. Bu yüksek oranların, her iki hastalığın genetik temellerinin anlaşılmasını önemli kıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Turna, genetik analizlerin yalnızca risk belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda erken tanı stratejilerinin geliştirilmesinde de kritik rol oynadığını açıkladı. Bu analizler, gereksiz tedavilerin önlenmesine ve aile bireylerinin risk düzeylerinin belirlenmesine yardımcı oluyor. Genetik analizlerin, hedefe yönelik tedavi planlaması açısından da büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Özellikle PARP inhibitörleri gibi kanser tedavisi yöntemlerinin uygulanmasında genetik verilerin etkili bir şekilde kullanılması gerektiğini belirtti.