Uzman Psikolog Dilruba Işın, Sivas'ta yaptığı açıklamada, teknolojinin günlük yaşamda yoğun bir şekilde kullanılmasıyla birlikte "Hayalet Titreşim Sendromu" adı verilen bir davranışsal durumun yaygınlaştığını belirtti. Bu sendrom, telefon çalmadığı hâlde titreşim hissetme veya zil sesi duyma olarak tanımlanıyor. İnsanların bankacılık işlemlerinden eğlenceye kadar birçok ihtiyacını telefondan karşılaması, sık sık bildirim beklemelerine yol açıyor. Bu durum, bireylerin beyinlerinde sürekli bir uyarıcı arama hali oluşturuyor ve bu da hayalet titreşim hissinin sıklığını artırıyor.
Işın, telefonun gün içinde daha az ulaşılabilir bir yerde tutulmasının ve teknolojiden kısa süreli uzaklaşmaların bu hissi azaltabileceğini vurguladı. Ayrıca, teknolojinin hayatı kolaylaştırdığına dikkat çeken Işın, "Hayalet Titreşim Sendromu"nun giderek daha fazla kişide görüldüğünü ifade etti. İnsanların teknolojik aletlerle iletişim halinde olması, alışkanlıklar oluşturabiliyor ve bu da sürekli uyarıcı arayışına yol açıyor. Bu sendromu yaşayan kişilere, telefonu cebinde değil çantasında taşımaları ve günlük yaşamda telefonla aralar vermeleri öneriliyor.
Işın, "Teknoloji kullanımının artmasıyla birlikte bu tür davranışsal bozukluklar daha fazla tanımlanmaya başlıyor. Günümüzde telefon yalnızca iletişim aracı değil, birçok işlevi olan bir cihaz. Bu nedenle, insanlar bazen telefon çalmadığı hâlde titremiş gibi hissedebiliyor. Bu durum, günlük yaşantımızdaki akışla bağlantılıdır ve bazen iş kaynaklı ya da kişisel beklentilerden kaynaklanabilir" şeklinde konuştu.