Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, uyku düzeninin bozulmasının yalnızca yorgunluk veya stresle kalmayıp, aynı zamanda agresif meme kanseri riskini artırabileceğini ifade etti. Araştırma, laboratuvar ortamında iki gruba ayrılan modeller üzerinde gerçekleştirildi. Normal gündüz-gece döngüsünde yaşayan grup ile sirkadiyen ritimleri bozulan grup arasında belirgin farklar gözlemlendi.
Normal döngüde kanser gelişimi tipik olarak 22’nci haftada ortaya çıkarken, ritmi bozulan grupta bu belirtiler 18’inci haftada belirdi. Ayrıca, bu grupta daha agresif tümör gelişimleri görüldü ve tümörlerin akciğerlere yayılma ihtimali arttı. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bağışıklık tepkilerini bastıran LILRB4 molekülüne odaklandı. Normal koşullarda bağışıklık sistemini koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktif hale gelerek bağışıklığı baskılayabiliyor.
LILRB4 hedef alındığında, bağışıklık sistemi yeniden aktifleşerek tümör büyümesini ve metastazı önemli ölçüde azalttı. Ayrıca, uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek tümör gelişimine karşı savunmasız hale getirdiği ortaya çıktı. Sonuçlar, gece vardiyasında çalışmanın ve geç saatlere kadar uykusuz kalmanın ciddi sağlık sorunları yaratabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, uyku ve dinlenme sürelerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmamaları ve uyku hijyenine dikkat etmeleri öneriliyor.