Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nde görevli Doç. Dr. Topaloğlu, obezite ve diyabet tedavisinde diyet ve egzersizin her zaman öncelikli yaklaşım olduğunu vurguladı. Ancak, diyet ve egzersizle kilo veremeyen hastalar için farmakolojik tedavi seçeneklerinin de mevcut olduğunu belirtti. Özellikle 'obezite iğnesi' olarak bilinen enjeksiyon tedavilerinin mutlaka doktor gözetiminde uygulanması gerektiği ifade edildi.
Topaloğlu, bu ilaçların yanlış ve bilinçsiz kullanımının ciddi riskler oluşturabileceğini kaydetti. Hastaların bu ilaçları kullanmadan önce gerekli tetkiklerin yapılmasının önemine dikkat çekti. Kan tahlilleri ve ultrasonografik incelemelerin yapılmadan bu ilaçların kullanılmasının tehlikeli olabileceğini belirtti.
Özellikle tiroid kanseri, safra kesesi veya pankreas hastalıkları olan kişilerin bu ilaçları kullanmadan önce dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Topaloğlu, bazı hastaların bu ilaçları eczaneden temin ederek doktor kontrolü olmadan kullanabileceğini söyledi. Bu durumun risk taşıdığını vurguladı.
Obezite ilaçlarının etki mekanizmasından da bahseden Topaloğlu, bu tedavilerin iştah merkezine etki ederek tokluk hissi sağladığını ve midedeki doluluk hissini artırarak kişinin daha az kalori almasına yardımcı olduğunu belirtti. Bu sayede kilo kaybının sağlandığını ifade etti.
Dünyada ve Türkiye'de obezitenin giderek arttığını dile getiren Topaloğlu, Zonguldak'taki Obezite ve Diyabet Araştırma Merkezi'ne başvuruların yoğun olduğunu belirtti. Merkeze gelen hastaların bir kısmının obezite, bir kısmının ise fazla kilolu olduğunu söyleyerek, diyet ve egzersiz tedavilerine rağmen yeterli kilo kaybı sağlayamayan hastalar için farmakolojik tedavi seçeneklerinin değerlendirildiğini aktardı. Topaloğlu, bu ilaçların kullanıldığında olumlu sonuçlar elde edildiğini ve hastaların sağlık problemlerinin düzeldiğini vurguladı.
Son olarak, Doç. Dr. Topaloğlu, bu ilaçların eczaneden direkt olarak alınarak kullanılmasının riskli olduğunu belirterek, mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini yineledi. Kan tetkikleri ve sonografik incelemelerin yapılması gerektiğini, bu tetkikler yapılmadığında çeşitli olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini ifade etti.
