Antalya'nın köylerinde, andız kozalakları toplandıktan sonra, geleneksel yöntemlerle işleniyor. Köylüler, kozalakları çekiç ve keserle kırarak el emeği ile hazırlıyor. Makine ile kırılan kozalakların daha acı olduğunu belirten üreticiler, "Elle kırılan kozalakların pekmezi daha lezzetli oluyor." diyorlar.
Üretim süreci, incir veya meşe külünün elenip tencerede kaynatılmasıyla başlıyor. Kaynama tamamlandıktan sonra karışım dinlendiriliyor ve kül dibe çöküyor. Üstte kalan su, tavalara ikişer litre olacak şekilde dökülerek tekrar kaynatılıyor. Bu işlem, andız kozalaklarının şırasının bir saat kaynatılmasının ardından uygulanıyor. Kül, kozalakların kekre tadını alırken pekmezin berrak bir renk almasını sağlıyor.
İkinci aşamada, pişi hamuruna benzer bir hamur hazırlanıyor. Tavaya dörder adet atılan bu hamurlar, kaynadıkça kozalaktaki acı tadı içine çekiyor. Hamur, pekmez kıvamına gelene kadar kaynamaya devam ediyor. Üretim süreci ortalama 7-8 saat sürüyor.
Köyde andız pekmezi üretimini sürdüren 70 yaşındaki Fatma Yamansoy ve 63 yaşındaki Sebahattin Özen, yaklaşık 20 yıldır bu geleneği yaşatıyor. Fatma Yamansoy, "Bizden başka yapan kalmadı. Dağlara çıkıp kozalak taşıyan yok. Ama biz, zorluklara rağmen bu geleneği sürdürüyoruz." diyerek üretimlerinin önemine vurgu yapıyor. Yaklaşık 10 kilogram kozalaktan sadece 1 kilogram pekmez elde edilebildiğini belirten Yamansoy, "Müşteri sorunumuz yok, derman arayanlar bizi bekliyor." ifadelerini kullanıyor.