2014 yılında başladığı projede, toplumdaki saygı ve sevgi eksikliğini fark eden ressam Işıldaksoy, "Bu süreçte 2 bin 175 resmimi çöpe attım. İlk başta kendi eserime saygısızlık gibi görünse de, resim alamayanların duygu gelişimlerini desteklemek çok önemli" diye belirtti. Bu yaklaşımının, toplumsal saygı ve sevgiyi artıracağına inanıyor.
Koleksiyonerlerin Dikkatini Çekiyor
Işıldaksoy, çöpe bıraktığı tabloların zamanla koleksiyonerlerin ilgisini çektiğini ifade ederek, "Projemin başlangıcında hedefim gençlerdi, ancak koleksiyonerler de projeye ilgi göstermeye başladı. Bu nedenle artık sosyal medyada paylaşım yapmıyorum. Yine de üniversitelerin harita bölümlerinden bazı öğrenciler, bıraktığım yerleri işaretleyerek bir sonraki çöpleri tahmin etmeye çalışıyor" dedi.
Toplumsal Katkılar Sağlıyor
Işıldaksoy'un projesi sadece bireysel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal faydaya da dönüşüyor. Daha önce Sabancı Vakfı’nın çocukları için ve Maltepe Sokak’ta yaşayan çocuklar yararına bağışlanan resimler satıldı. "23 Nisan gibi bayramlarda okullarda gönüllü resim dersleri veriyorum ve çocuklarla yaptığımız resimleri çöpe atıyoruz" ifadelerini kullandı.
Uluslararası Etki Yaratıyor
Son 8 yıldır Kaş’ın Ortabağ köyünde yaşayan sanatçının projesi uluslararası düzeyde de yankı buldu. "Danimarka’da bir festivalde resimlerimi çöpe attım. Ardından Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’da da bu uygulamayı sürdürdüm. Hatta Amerika'da bir üniversitede bu proje ders olarak okutuluyor" diyen Işıldaksoy, yurt dışındaki sanatçıların da kendisinden etkilendiğini ve resimlerini çöpe atmaya başladıklarını aktardı.
Sanatın Toplum Üzerindeki Etkisi
Ortabağ köyünde sanatsal çalışmalarını sürdüren Işıldaksoy, sanatın toplum üzerindeki etkisinin uzun vadeli olduğunu vurguladı. "Sanatın etkisi genellikle yüzyıllar içerisinde ölçülür. Projemin gelecekte nereye varacağını göremem ama devam edeceğine inanıyorum" diyerek projeye olan inancını dile getirdi.
