Burdur'un doğal ve tarihi güzelliklerinden biri olan Serençay Kanyonu ve Teke Sarayı, geçmişe dair önemli izler taşımaktadır. Burdur İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Koçibay, kanyonun adının "seren" kelimesinden geldiğini belirtiyor. Kanyon, Günalan ile Askeriye köyleri arasında yer alırken, içindeki tarihi yerleşim alanlarının M.S. 4. veya 6. yüzyıla tarihlendiği düşünülüyor. Bu alanların geçmişte insan yerleşimlerine ev sahipliği yaptığı ve "Teke Sarayı" ismiyle anıldığı ifade ediliyor. Çobanların yağışlı havalarda keçi sürülerini dinlendirdikleri bu bölge, erkek keçinin "teke" olarak adlandırılmasından dolayı bu ismi almıştır.
Koçibay, Serençay Kanyonu'nun batılı bilim insanlarının da ilgisini çektiğini vurgulayarak, Prof. Dr. Mehmet Özsay'ın bölgenin Genç Roma veya Erken Hristiyanlık dönemine ait olabileceğini belirttiğini aktardı. Bu dönemde Roma İmparatorluğu'nun Hristiyanlara karşı uyguladığı baskılardan kaçan toplulukların, mağaralarda yaşadığına dair rivayetler bulunmaktadır. Ayrıca, bu mağaralarda yer alan mezar alanlarının da mevcut olduğu öne sürülmektedir. 1835 yılında Anadolu'ya gelen Hamilton, Isparta'dan Burdur'a geçerken Kadife Kale'yi ziyaret etmiş ve bu bölge hakkında eserinde bilgi vermiştir. 1940 yılında ise Türkiye'ye gelen bir bilim insanı tarafından Serençay Kanyonu ile ilgili bir doktora tezi hazırlanmıştır.