Bursa'da meydana gelen bu olay, tarımsal faaliyetlerin zararlı etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Zirai ilaçların, özellikle arı popülasyonunu tehdit eden bilinçsiz kullanımı, arıcılar için büyük kayıplara yol açtı. Edinilen bilgilere göre, arıların kovanlarına geri dönememesi nedeniyle, hem bal üretiminde azalma yaşandı hem de kış boyunca sağlıklı bir şekilde hayatta kalmaları zorlaştı. Arıcı Soylu, "Poleni getiren, balı yapan arılarım öldü. İçerdeki ısıyı sağlayamadı kalan arılar. Yavrular gelişemedi, öldü ve içerde çürüme oldu," ifadelerini kullanarak durumu özetledi.
Çiftçilerle İşbirliği Gerek
Arıcı Soylu, bu süreçte arıcıların yaşadığı sorunları dile getirirken, çiftçilerle işbirliği yapmanın önemine de vurgu yaptı. "Tarımsal üretimin en önemli unsuru olan arılar, bilinçsiz tarımsal faaliyetlere kurban gitti," diyen Soylu, bu durumun telafisinin zor olduğunu belirtti. Tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgelerde, armut, kiraz, şeftali ve elma gibi meyveler için zirai ilaç kullanımı, arıcıları büyük ölçüde mağdur ediyor. "Bal üretmek için çiçeğe ihtiyacımız olduğu kadar, o çiçeklerin meyveye dönüşmesi için de arılara ihtiyaç var," diyerek çiftçilerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
İlaçlama Zamanlaması Önemli
Soylu, bazı çiftçilerin arılara büyük özen gösterdiğini, ancak çoğu çiftçinin sadece kendi çıkarlarını düşündüğünü ifade etti. "Arıya zarar verici ilaç atılmadan bize haber verilirse önlem alırız. Akşam üzeri ikindi vaktinden sonra atsalar ilaçları, arılar çok zehirlenmez," dedi. Ayrıca, Uludağ eteklerinde doğal kestane ve çiçek balı ürettiklerini de belirten Soylu, arıların yoğun çalıştığı saatlerin sabah erken saatlerden 11.00’e kadar olduğunu hatırlatarak çiftçilere ilaçlama zamanlaması konusunda önerilerde bulundu. "Çiftçilerimiz sabah yerine akşam üzeri ilacını atsa, hiçbir zararı olmayacak," diye ekledi.
