Eğirdir Gölü, iklim değişikliği ve insani faaliyetlerin etkisiyle son 20-30 yıldır büyük bir tehdit altındadır. Uzmanlar, özellikle Hoyran bölgesindeki su kaynaklarının göle kısmen daha fazla su girişine neden olduğunu belirtmektedir. Ancak, alt havzaya taze su girmediği sürece Eğirdir Gölü'nün canlılığını kaybetmesi kaçınılmazdır. Uzmanlar, gölün yok olmasının doğal bir süreç olduğunu ifade ederken, insan etkisinin bu süreci hızlandırdığını vurgulamaktadır.
10 Yıl İçinde İkiye Ayrılabilir
Eğirdir Gölü'nün mevcut durumu devam ederse, önümüzdeki 10 yıl içinde iki küçük göle ayrılabileceği bildirilmektedir. Uzman Küçük, "Şu anda bile 10 yıl boyunca aralıksız yağmur yağsa, yer altı sularını eski seviyesine getiremeyiz. Eğirdir Gölü'nün derinliği sadece bir yıl içinde yaklaşık 1 metre azaldı," ifadelerini kullanmıştır. Su seviyesinin düşmesi, gölün sığlaşmasına ve buharlaşmanın artmasına neden oluyor.
İnsan Etkisi ve Alınması Gereken Önlemler
Uzmanlar, insan etkisinin gölde büyük yaralar açtığını belirterek bu durumun çözümünün doğadan beklenemeyeceğini vurgulamıştır. Bu nedenle, yer altı sularının tarımsal kullanımı tamamen durdurulmalı ve sadece içme suyu için kullanılmalıdır. Ayrıca, yerel halkın su kullanımı konusunda eğitilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Eğirdirli çiftçi Mehmet Erdem, gölde çalıştığını ve derinliğin 18 metreden 4 metreye düştüğünü belirterek, "Eğer göl tamamen çekilirse bizim sularımız da azalır," diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekmiştir.
Kaynak: Mersin Haber + IHA