Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Atik'in danışmanlığında gerçekleştirilen yüksek lisans tez çalışmasında, çağımızın popüler iletişim biçimlerinden biri olan 'selfie' ele alındı. Araştırmayı yürüten Özge Uzundumlu, sık sık profil güncelleyip fotoğraf paylaşan bireylerin narsistik eğilimler gösterdiğini belirtiyor. Tez, üç bölümden oluşuyor; ilk bölümde iletişim ortamları ve sosyal medya uygulamaları açıklanırken, ikinci bölümde fotoğrafın görsel iletişimdeki rolü ele alınıyor. Son bölümde ise selfie kavramı detaylı bir şekilde inceleniyor.
Selfie ve Narsistik Eğilimler
Özge Uzundumlu, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin bireylerin hayatında önemli değişiklikler yarattığını ifade etti. "Mağara duvarlarına yapılan resimlerden günümüze, görünür olma isteği farklı bir boyut kazandı," diyen Uzundumlu, selfie ile insanların sürekli fotoğraflarını çekip paylaştığını vurguladı. Tez, 7 farklı bulguya ulaşarak, narsistik eğilimlerin aşırı selfie kullanımında özgüven sorunlarına yol açabileceğini ortaya koydu.
Sosyal Medya ve Yeni Kimlikler
Uzundumlu, sosyal medyada mutlu anların paylaşılmasının yanıltıcı olabileceğini, bu durumun kıskançlık ve yalnızlık hissi yaratabileceğini belirtti. Sosyal medya platformları, kullanıcıların kendilerini farklı kimlikler altında ifade etmelerine olanak tanırken, bu durum sanal beğenilere bağlı olarak insanların psikolojisini etkileyebiliyor. Ayrıca, sosyal medya kullanıcılarının selfie paylaşırken kendi kimliklerini değiştirdiği ve bu süreçte çeşitli uygulamalardan faydalandığı ortaya kondu.
Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Atik, günümüzde kamusal ve özel alanların birbirine karıştığını, insanların başkalarının hayatlarını merak ederek kendi hayatlarını açtığını belirtti. Selfie, hızlı bir şekilde yaygınlaşan bir trend haline gelirken, insanların bu durumu farklı şekillerde deneyimlediği gözlemleniyor. Araştırma, selfie paylaşımının sosyal medya üzerindeki etkilerini derinlemesine incelemeyi hedefliyor.