Prof. Dr. David Phillips, Türkiye'nin radikal gruplara silah göndermesinin uluslararası ilişkilerde olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Yapmış olduğu açıklamalarda, bu tür eylemlerin yalnızca Türkiye’nin güvenilirliğini zedeleyeceğini ve kredibilitesini azaltacağını belirtti. Ayrıca, Türkiye'nin ABD ile iş birliği içinde yürüttüğü "eğit-donat" projesinin önemini vurgulayarak, Türkiye'nin uluslararası koalisyon ile ortak hareket etmesi gerektiği ifade edildi.
Radikal Gruplara Silah Göndermek Tehlikeli
Prof. Phillips, radikal veya terörist gruplara silah yardımını daima "tehlikeli ve yanlış bir politika" olarak değerlendirdi. 2012 yılında Reyhanlı'da gerçekleşen bombalı saldırıların IŞİD tarafından yapıldığını hatırlatan Phillips, bu grupların Ankara'nın kontrolü dışında olduğunu ve gönderilen silahların bir gün Türkiye’ye karşı kullanılabileceğinden endişe duyduğunu aktardı.
PYD Meselesi Yeniden Düşünülmeli
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın PYD konusundaki tutumunun net olduğunu belirten Phillips, PYD'nin terörist olarak görülmediğini vurguladı. ABD'nin Kobani'de PYD'ye IŞİD'e karşı savaşabilmesi için silah yardımı yaptığını söyleyen Phillips, bu kısa vadeli stratejinin doğru olduğunu ifade etti. Türkiye’nin PYD'yi terör örgütü olarak sınıflandırmasının yanlış bir strateji olduğunu belirten Phillips, Ankara'nın bu politikayı yeniden gözden geçirmesi gerektiğini dile getirdi.
Uluslararası Hukuk İhlali
New York Üniversitesi öğretim üyesi ve Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Alon Ben Meir de Türkiye'nin Suriye'ye silah göndermesini eleştirdi. Ancak Ben Meir, Suudi Arabistan, İran, Katar, ABD ve diğer ülkelerin de benzer şekilde silah gönderdiğine dikkat çekti. Suriye’deki gruplara karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarının artık dikkate alınmadığını ifade ederek, herkesin desteklediği gruplara silah yardımı yaptığını ve uluslararası hukukun göz ardı edildiğini söyledi.
Kaynak: Mersin Haber + IHA