22 Ekim itibarıyla ABD’nin toplam kamu borcu 38 trilyon doları geçerek yeni bir rekor kırdı. 2 Ağustos’ta 37 trilyon dolara ulaşan borç, yalnızca 82 gün içinde 1 trilyon dolar artış gösterdi. ABD Hazine Bakanlığı'nın verilerine göre, bu durum endişe verici bir tablo oluşturuyor. Mali politikalarla ilgili çalışan Peter G. Peterson Vakfı, bu borcun kişi başına 111 bin dolara denk geldiğini açıkladı.
Kamu Borcu ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri
Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanı Jodey Arrington, kamu borcunu "ABD’nin sıradaki büyük savaşı" olarak tanımladı. Arrington, borcun büyüklüğünün Avrupa Birliği’nin ekonomik üretiminin iki katına eşit olduğunu vurguladı. Ayrıca, Kongre Bütçe Ofisi (CBO) 2047 yılına kadar borcun gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 200’üne ulaşabileceğine dikkat çekti.
Borçlanma hızının artmasıyla birlikte, mevcut borcun önümüzdeki birkaç ay içinde 39 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ABD’nin kredi notunu düşürerek, yönetimlerin büyük bütçe açıkları ile artan faiz maliyetleri konusundaki olumsuz eğilimlerini eleştirdi. Bu durum, yalnızca borcun büyüklüğü açısından değil, aynı zamanda faiz ödemeleri açısından da sorun teşkil ediyor.
ABD hükümeti, eylül ayı itibarıyla borç için 1,21 trilyon dolar harcama yaptı. Bu tutar, 2025 mali yılı toplam federal harcamalarının yüzde 17’sine denk geliyor. Kamu borcunun artışı, yaşlanan nüfus, sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik harcamaları gibi faktörlerle derinleşiyor. Sonuç olarak, bu durum konut ve araç kredileri ile kredi kartı faizlerinin artmasına, yatırımların azalmasına ve enflasyon riskinin artmasına neden oluyor.
Başkan Trump’ın Önerisi
ABD Başkanı Donald Trump, kamu borcunun azaltılması için zengin göçmenlere "Altın Kart" vizesi satılması önerisinde bulundu. Bu öneri, 5 milyon dolarlık bir karşılıkla 1 milyon "Altın Kart" satılması halinde 5 trilyon dolarlık bir kaynak sağlayabileceğini ifade etti. Ancak bu durum, ülkenin borç sorununu çözme yönünde ne kadar etkili olacağı belirsizliğini koruyor.