Bakan Şimşek, küresel ekonomik koşulların Türkiye için olumlu bir seyir izlemesini beklediklerini belirtti. Ayrıca, küresel dezenflasyon sürecinin devam ettiğini vurguladı. ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini sürdürdüğüne dikkat çeken Şimşek, bu yıl içerisinde gelişmekte olan ekonomilere yönelik artan portföy girişlerinin 2026'ya kadar devam edeceğini öngördü. Küresel emtia fiyatlarının ılımlı bir seyir izlediğini ve enerji fiyatlarının düşüşünün devam etmesinin beklendiğini de kaydetti.
Şimşek, uyguladıkları program sayesinde son iki yılda önemli kazanımlar elde ettiklerini ifade ederek, makro finansal istikrarın güçlendirilmesi amacıyla önemli mesafeler kat ettiklerini aktardı. "Kur Korumalı Mevduat’tan çıkışı başarıyla yönetiyoruz" diyen Şimşek, 2023 yılı itibarıyla brüt rezervlerin 87 milyar dolar arttığını açıkladı. Ayrıca, Türk lirası varlıklara duyulan güvenin artmasıyla TL’nin toplam mevduat içindeki payının yüzde 59,8’e ulaştığını belirtti.
Şimşek, cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardıklarını ifade ederek, 2023 yılı ortasında yıllıklandırılmış cari açığın milli gelire oranının yüzde 5 iken, 2024’te yüzde 0,8’e gerilemesini beklediklerini aktardı. Ayrıca, 2025 yılı itibarıyla bu oranın sürdürülebilir seviyelerde kalacağını öngördüklerini ekledi. Türkiye’nin risk algısının iyileştiğine de dikkat çeken Şimşek, program öncesi risk priminin 700 baz puana kadar yükseldiğini, şimdi ise 250 baz puanın altına gerilediğini ifade etti.
Dezenflasyon sürecinin devam ettiğini ve yıllık enflasyonun ekimde yüzde 32,9’a gerilediğini belirten Bakan Şimşek, vergi ve harçlardaki güncellemelerin enflasyon hedefleri dikkate alınarak yapılacağını da vurguladı. İstihdamı korumak amacıyla reel sektöre yönelik desteklerin sürdüğünü söyleyen Bakan Şimşek, bütçe açığının 2025 yılında yüzde 3,6 olarak gerçekleşmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.
Son olarak, kamu tasarruf tedbirleri ile harcama disiplinini güçlendirdiklerini belirten Şimşek, vergi harcamalarının milli gelire oranını azaltmayı hedeflediklerini açıkladı. Dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının artması hedefleniyor ve bu konuda yapılan düzenlemelerle birlikte Türkiye’nin vergi yükünün OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerden birine sahip olduğu ifade edildi.
