Kahve Kültürü ve Tarihi
Kahve Müzesi, Türk kahvesinin tarihi mirasını gözler önüne seriyor. 1 Ekim Uluslararası Kahve Günü vesilesiyle müzeyi anlatan Kahveci Muhammed Mücahit Çelebi, müzenin kuruluş amacını ve Türk kahvesinin kültürel önemini vurguladı. Çelebi, Türk kahvesinin dünyadaki tüm kahvelerin atası olduğunu belirtti. 15. yüzyılda Yemen'den İstanbul'a getirilen kahvenin, Türkler tarafından kavrulup pişirilmesiyle tanınmaya başladığını ifade etti.
Avrupa'ya Yayılması
Çelebi, kahvenin Avrupa’ya yayılma sürecini de anlattı. II. Viyana kuşatmasında Osmanlı askerlerinin yanlarında kahve taşımalarının, kahvenin Avrupa’da tanınmasında önemli rol oynadığını belirtti. Fransız çevirmen Kolschitzky'nin, Osmanlı kahvesini tanıtarak Viyana'da ilk kahvehane dükkanını açtığını ifade etti. Bu süreç, farklı demleme tekniklerinin gelişmesine ve dünya kahvelerinin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Kahvenin Üretim Aşaması
Kahvenin zorlu bir üretim sürecine sahip olduğunu vurgulayan Çelebi, yeşil kahve çekirdeklerinin kavrulması, öğütülmesi ve pişirilmesi için uzun bir zaman gerektiğini belirtti. İlk kahvehanelerin İstanbul'da açıldığını ve bu yerlerin toplumsal yaşamda önemli bir yer edindiğini de sözlerine ekledi. Kahve, Osmanlı'da önemli bir protokol içeceği haline gelmişti ve sarayda özel kahveci başları bulunuyordu.
Türkiye'de Kahve Yetiştiriciliği
Son yıllarda Türkiye'de de kahve ağaçlarının yetiştirilmeye başlandığını belirten Çelebi, Antalya Gazipaşa'da bir çiftçinin doğal yöntemlerle kahve yetiştirdiğini vurguladı. Bu kahve, özel etkinliklerde ikram ediliyor.
Deneyim Sunan Bir Müze
Kahve Müzesi, sadece sergi amaçlı değil, aynı zamanda ziyaretçilerin kahve kültürünü deneyimlemelerine olanak tanıyor. Müze, etkileşimli alanlarıyla kahvenin hazırlanma sürecini yaşatıyor.
Kahvenin 40 Yıl Hatırı
Çelebi, "Kahvenin 40 yıl hatırı vardır" sözünün kökenini de anlattı. Bir kahvehanede yaşanan olayların, kahvenin hatırasının önemini gösterdiğini dile getirdi.
Kaynak: Mersin Haber + IHA