Eskişehir Acıbadem Hastanesi'nde Kanserle Psikolojik Mücadele Yöntemleri Paylaşıldı

Eskişehir Acıbadem Eskişehir Hastanesi'nde kanser tanısı almış bireyler için psikolojik destek ve başa çıkma yöntemleri hakkında bilgiler verildi.

Eskişehir Acıbadem Hastanesi'nde Kanserle Psikolojik Mücadele Yöntemleri Paylaşıldı
Eskişehir Acıbadem Eskişehir Hastanesi'nde kanser tanısı almış bireyler için psikolojik destek ve başa çıkma yöntemleri hakkında bilgiler verildi.
Google News'te Abone Ol

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzman Psikoloğu Yelda Öge, kanser kelimesinin birçok kişi için olumsuz duygular uyandırdığını ve rahatsızlık hissi yarattığını belirtti. Kanser tanısını alan bireylerin bir dizi psikolojik aşamadan geçtiğini vurgulayan Öge, Kanser Haftası dolayısıyla psikolojik olarak başa çıkma yollarını paylaştı. İlk olarak, hastaların karşılaştıkları bu durum karşısında genellikle çaresizlik hissi ve ölüm düşünceleriyle başa çıktıkları ifade edildi. Özellikle ilk kez bu tanıyla yüzleşen bireyler için bir kriz süreci yaşanmakta. Bu süreçte gösterilen tepkiler, kişinin hangi psikolojik evrede olduğunu gösteriyor. Kriz döneminin ilk evresi şok ve inanmama şeklinde ortaya çıkıyor. Birçok kişi, kanser tanısıyla ilk kez karşılaştığında durumu kabullenmekte zorlanıyor ve reddetme eğiliminde bulunuyor. İkinci evre ise kızgınlık ve depresyonu içeriyor. Bu aşamada bireyler sıklıkla "Niye ben?", "Neden benim başıma geldi?" gibi sorularla kendilerine kızgınlık duyabiliyorlar. Bu durum, yeterince ifade edilemediğinde depresyona yol açabiliyor. Ağlama isteği, kaygı, iştahsızlık ve dikkat dağınıklığı gibi psikolojik tepkiler bu dönemde sıkça görülüyor.

Kanserle Psikolojik Olarak Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Öge, kanserle psikolojik olarak başa çıkma yolları hakkında da önemli bilgiler sundu. Eğer kanser tanısı almış bir kişi kendisini sürekli mutsuz hissediyor ve hiçbir şeyden zevk almıyorsa, profesyonel destek alması gerektiğini belirtti. Olumsuz düşüncelerin tedavide önemli noktaların göz ardı edilmesine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabileceğini ifade etti. Olumlu düşünmenin, sürekli iyi hissetmek anlamına gelmediğini vurguladı; herkesin zaman zaman kötü hissetme ya da duygusal değişimler yaşamasının normal olduğunu söyledi. Bu duyguların aile ve çevre ile paylaşılmasının, hastalığın kabullenme sürecini hızlandıracağını ve tedaviye uyumu artıracağını belirtti. Ayrıca, kanser hastalarının sosyal yaşamlarını kısıtlamamaları gerektiğini, günlük hayatta doktor önerilerine uygun olarak hafif işler yapabileceklerini ve arkadaşlarıyla vakit geçirebileceklerini söyledi. Mevcut hobilerin yanı sıra yeni aktivitelerin de eklenmesinin dikkat dağıtıcı ve moral artırıcı etkisi olabileceğini dile getirdi. Resim, boyama, takı tasarımı gibi farklı etkinliklerin bu süreçte faydalı olacağı gözlemleniyor. Tedavi sürecinde moralin yüksek tutulmasının, doğru ve sağlıklı beslenmeyle de desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Kaynak: Mersin Haber + IHA

İlgili Haberler


Mersin Haber ,Mersin