İstanbul'da yapılan açıklamalarda, horlama ile uyku apnesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği belirtildi. Dr. Ulaş Metin, horlamanın tek başına bir hastalık olmadığını, bunun altta yatan bir problemin belirtisi olduğunu ifade etti. Uyku sırasında nefes yollarındaki daralmanın, yumuşak dokuların titreşmesine neden olduğunu belirten Metin, burun eğriliği, büyük bademcikler ve kilo gibi faktörlerin horlamaya yol açabileceğini söyledi. Bu duruma bağlı olarak uyku apnesinin gelişebileceğini, bunun ise hayati riskler taşıdığına dikkat çekti.
Uyku apnesinin tanımını yapan Dr. Metin, bu durumun, uykuda solunumun tekrar tekrar durması anlamına geldiğini söyledi. Nefes durduğunda vücudun oksijensiz kalacağını anlatan Metin, beyin fonksiyonlarının korunması için mikro uyanmalar gerçekleştiğini belirtti. Bu durumun gün içinde yorgunluk, baş ağrısı ve konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlara yol açabileceğinin altını çizdi. Ayrıca, uyku apnesinin yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları ve felç gibi ciddi sağlık sorunları ile ilişkili olduğunu vurguladı.
Kesin tanı için "polisomnografi" adı verilen uyku testinin gerekliliğini ifade eden Dr. Metin, testin hastanın bir gece boyunca uyurken nefes durmalarını, oksijen seviyelerini ve kalp ritmini ölçtüğünü belirtti. Bu test sonuçlarına göre uyku apnesinin derecesinin belirlendiğini ve tedavi planının oluşturulduğunu söyledi. Dr. Metin, tedavi yöntemlerinin kişiye özel olarak planlandığını belirterek, orta ve ağır uyku apnesi için CPAP cihazlarının kullanıldığını açıkladı. Ayrıca burun eğriliği gibi anatomik sorunlar için cerrahi müdahalenin mümkün olduğunu ifade etti.
Dr. Ulaş Metin, horlamanın önemli bir uyarı işareti olduğunu hatırlatarak, erken tanı ve tedavi ile hem uyku kalitesinin artırılabileceğini hem de kalp ve damar sağlığının korunabileceğini vurguladı. Sonuç olarak, horlamanın ihmal edilmemesi gereken bir durum olduğunu belirtti.