Çameli bölgesinde yapılan araştırmalar sonucunda, Cephalaria cameliensis bitkisi literatüre kazandırıldı. Prof. Dr. Yıldırım, bu türün yalnızca Denizli-Çameli ve Muğla-Fethiye arasında 1350-1850 metre arasındaki yüksek habitatlarda yayıldığını belirtti. Bitkinin genel görünüm ve çiçek özellikleri, akraba türlerden belirgin farklılıklar gösteriyor. Moleküler analizler, bu türün bağımsız bir takson olduğunu ortaya koyuyor. Çameli'nin doğal yaşam alanının kısıtlı olması ve bölgedeki yoğun otlatma baskısı, bu türün IUCN kriterlerine göre 'Tehlikede (EN)' kategorisinde değerlendirilmesini gerekli kılıyor.
Prof. Dr. Yıldırım, Cephalaria cinsinin dünya çapında 100'den fazla türle temsil edildiğini ve Türkiye'nin bu türler için önemli bir çeşitlenme merkezi olduğunu vurguladı. Türkiye'de yapılan çalışmalarda en az 47 türün varlığı kanıtlanmışken, bunların yarısı endemik özellik taşıyor. Yeni tanımlanan Cephalaria cameliensis ile birlikte Türkiye'deki Cephalaria tür sayısı 49'a ulaşmış durumda. Bu durum, Anadolu'nun ekolojik zenginliğini ve endemik bitki çeşitliliğini daha da öne çıkarıyor.
Çameli'nin doğasını koruma çabalarını ve yerel halkın bilime katkı sağlama duyarlılığını takdir eden Prof. Dr. Yıldırım, bu keşfin Anadolu'nun ekolojik mirasının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti. Ayrıca, Çameli Belediyesi ve Belediye Başkanı Cengiz Arslan'a destekleri için teşekkür etti. Bu tür keşiflerin artması, Anadolu biyotasının henüz keşfedilmeyi bekleyen zenginliklerini gözler önüne seriyor.