Kocaeli Dilovası'ndaki bir fabrikada meydana gelen patlama sonucu 7 kişi yaşamını yitirdi. Olayın ardından yapılan soruşturmada, işçilerden bazıları, çalıştıkları yerin güvenlik standartlarına uymadığını belirtti. Edinilen bilgilere göre, işçi Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı tesiste hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu ekipman verilmediğini ifade etti. Miskin, "Denetimlerde, sigortası olanların kalması istendi. Sigortası olmayanlar evlerine gönderildi" dedi. Olay günü patlama sırasında içeride bulunan işçilerden Ayten Aras, ölen arkadaşlarının krem dolumu yaptığı sırada kazanın yaşandığını açıkladı. Aras, koruyucu elbise verilmediğini ve günlük yevmiyelerinin elden ödendiğini ifade etti.
Olayın ardından acılı aileler, çocuklarının ve eşlerinin cenazelerini DNA testiyle teşhis edebildiklerini dile getirdi. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden Vedat Taşdemir, kızının imalat işinde çalıştığını bilmediğini belirterek, "Bilseydim onu asla göndermeyecektim" dedi. Ayrıca, iş yeri çalışanları, patlama anında kimyasal maddelerin karıştırıldığını ve güvenlik önlemlerinin alınmadığını belirtti. Tanıklar, iş yerinde çocukların ve kadınların sigortasız çalıştırıldığını ifade ederken, kaçış planlarına dair detaylar da ortaya çıktı. Şüphelilerden biri, "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" diyerek kaçış planlarını aktardı.
Bir diğer tanık, olaydan sonra iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal ile yaptığı görüşmede, "Yangından haberim var" dediğini kaydetti. Kurtuluş Oransal'ın iş yerinin resmi sahibi olmadığı, işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yollarla yapıldığı ifade edildi. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmadığı da bildirildi. Kurtuluş Oransal’ın eski eşi, iş yerinin amacının çocuklarını babalarından uzak tutmak olduğunu öne sürdü. Olay sonrası yapılan incelemelerde, iş yerinin kuruluş ve işleyiş sürecine dair tartışmalar da gündeme geldi.