TAŞUCU DENİZKIZI Platformunda yer alan habere göre,Mersin'in Silifke İlçesinde yaşayan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Serhat Şahin, ilçeye bağlı Taşucu Mahallesi’nde faaliyet sürdüren özel bir şirkete ait inşaatta işçi olarak çalışırken, ihmaller yığını olarak nitelendirilebilecek nedenlerden kaynaklı; önce elektrik akımına kapıldı, sonra inşaatın en üst katından aşağıya düşerek hayatını kaybetti.
Olay; 1 Temmuz günü, saat 11.30 civarında ilçeye bağlı Taşucu Mahallesi'nde faaliyet sürdüren özel bir şirkete ait inşaat alanı içerisinde yaşandı. İnşaatta işçi olarak çalışan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Serhat Şahin, inşaatın en üst katında, inşaat demirlerinin yerleştirilmesi işlemi esnasında, inşaat demirinin, inşaat alanı içerisinde uzanan elektrik telleri ile temas etmesi nedeniyle elektrik akımına kapılarak inşaattan aşağıya düştü. Olay esnasında çıkan gürültü ile olay yerine gelen mahalle sakinleri ile birlikte inşaatta çalışan diğer işçiler Polisi ve Sağlık ekiplerini arayarak olay yerine çağırdılar. Ancak sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine karşın 20 yaşındaki genç üniversite öğrencisi kurtarılamadı. Olayın ardından inşaat alanına gelen emniyet ve savcılık ekipleri tarafından olaya ilişkin adli soruşturma başlatıldı. Olay esnasında inşaat demirinin, inşaat alanı içerisinde uzanan elektrik telleri ile temas etmesi nedeniyle mahalle genelinde elektrik kesintisi yaşandı.
SİGORTA YOK İŞÇİ GÜVENLİĞİ HİÇ YOK
Olayda yaşamını yitiren genç üniversite öğrencisinin, günlük 50-60 lira yevmiye karşılığında inşaatta geçici olarak sigortasız şekilde çalıştırıldığı öğrenildi.
Söz konusu inşaat alanı, işçi güvenliği yönünden ihmaller yığını olarak nitelendirilebilecek eksiklikler ile dolu. Öyle ki, inşaat alanında yürütülen inşaat faaliyeti içerisinde, işçi güvenliği yönünden, yapı denetim şirketinin reklam - iş güvenlik levhasından hariç hiçbir şey yok.
YAPI DENETİM ŞİRKETİNİN İŞ GÜVENLİK LEVHASI ELEKTRİK DİREĞİNE SABİTLENMİŞ
Söz konusu inşaatın yapı denetimini üstlenen şirketin, sorumlulukları dâhilinde, yönetmeliğe uygun şekilde inşaat faaliyetlerini denetlemesi beklenirken, inşaat alanı içerisinde şirkete ait reklam - iş güvenlik levhasının elektrik direğine sabitlendiği görülmektedir.
BU KOŞULLARDA ÇALIŞMAZSANIZ SURİYELİLER VAR
Olayın yaşandığı inşaat ile birlikte çevre inşaatlarda çalışan işçiler, 20 yaşındaki genç üniversite öğrencisinin ölümü sonrası; "inşaatlarda çalışma koşullarımızın işçi güvenliği açısından riskli olduğunun bilincindeyiz. Sadece bizim çalıştığımız inşaatlar değil neredeyse yapılan inşaatların tamamına yakını işçi güvenliği açısından büyük riskler taşıyor. İnşaat şirketleri, maliyet ve zamandan tasarruf etmek için yönetmelikte belirtilen işçi güvenliği kurallarını ya hiç uygulamıyorlar ya da kağıt üzerinde uygularmış gibi gösteriyorlar. İnşaatta çalışan işçiler olarak, inşaat faaliyetlerinde işçi güvenliği haklarımızı talep ettiğimizde, işveren tarafından, 'çalışmazsanız Suriyeliler var' yanıtıyla karşılaşıyoruz. İçerisine dâhil edildiğimiz sistem, bizi bu koşullarda çalışmaya mecbur kılıyor."
EKMEK PARASI İÇİN MECBURUZ
"İnşaatlarda çalışan işçiler olarak hepimiz bir şekilde evimize ekmek götürmek mecburiyetindeyiz. İçerisinde bulunduğumuz koşulların, ölümle sonuçlanabilecek riskler taşıdığının bilincindeyiz. Ancak, bizleri daha en başından bu koşullara mecbur kılan sistem, bu koşullar içerisinde de hiçbir şekilde bizden yana değil. Aramızda ilkokul mezunu da var, üniversite mezunu da var. Ancak, üniversiteden mezun olmuş bir kişinin, aldığı eğitim doğrultusunda istihdam edilemeyip inşaatlarda niteliksiz işçi olarak çalıştırılıyor olması, o ülkede bir şeylerin ters gittiğinin en açık göstergesidir. Maalesef bu ters gidiş, hepimizi olumsuz etkilemektedir." görüşlerini belirttiler.
İNŞAATLAR DENETİMDEN YOKSUN YÜKSELİYOR
Son yıllarda betona yatırım, adeta "ülke ekonomisi betonla dönüyor" dercesine artış gösteriyor. Nitekim pek çok ekonomist, öne çıkan bu gelişmeyi ekonomik temelli veriler eşliğinde savunuyor. Kaldı ki, bu durumu anlayabilmek için aslında ekonomiyle öyle çok ilişkili olmak da gerekmiyor. Ülkenin hemen her yerinde bunu gözlemleyebilmek olanaklı. Yaşadığımız kentlerin içerisinde, hız kesmeksizin birbiri ardına yükselen inşaatlar bunun en açık kanıtı niteliğinde. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde, gerek ekonomik yetersizlikler gerekse daha olanaklı evler beklentisi ile yapılaşmaya uygun arsaları kat karşılığı müteahhite vermek oldukça yaygın. Bu iş son yıllarda o kadar yaygınlaştı ki, insanlar arsalarını müteahhite vermek için müteahhitlerde insanlardan arsaları kapmak için adeta yarışır oldular. Tabii ki, bu yarışın ana unsuru rant! Hem de sadece müteahhitle arsa sahibi arasında değil çok daha kapsamlı; kurum, şirket ve kişileri içerisine dahil eden bir rant! Belediyelerden tutun da yapı denetim şirketlerine varıncaya kadar kapsamlı bir rant! Rant, çok daha fazla para demek. Çok daha fazla para, çok daha az maliyet ve özensizlik demek. İşte bu daha az maliyetin ve özensizliğin öncelikli ve büyük kurbanı tabii ki de inşaatların yükselmesinin en büyük emekçi gücü işçiler olmaktadır. Var edilen rant sarmalı içerisinde İnşaat şirketleri, kendi rantlarını yüksek tutmak için inşaatlarda uygulanması zorunlu olan iş güvenliği kurallarını maliyet ve zaman faktörleri açısından herhangi bir denetime takılmaksızın ya hiç uygulamamaktalar ya da kağıt üzerinde uygularmış gibi göstermektedirler. Ortaya çıkan bu anlayış (rant) neticesinde, işçi güvenliği yönünden inşaatların risk oluşturan yapılarının önüne geçilememektedir.
İNŞAATLARIN İŞÇİ GÜVENLİĞİ SORUNU GÜNDEME GETİRİLMİŞTİ
İnşaatlarda var olan işçi güvenliği sorunu bilinen bir gerçek. Ancak, bilinmesine karşın rant anlayışının hakim olduğu çeşitli nedenlerden kaynaklı görmezden gelinen bir gerçek. İşte bu gerçek, işçi güvenliği sorununa dikkat çekmek amacıyla sıklıkla gündeme getirilmekteydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.