Türkiye’ye dönen aktivistlerden Ömer Faruk Narlı, Adli Tıp Kurumu'nda yaşadıkları fiziksel şiddeti dile getirerek, "11 kilogram verdim bu süre zarfında. Sumud Filosu’nun amacına ulaştığını düşünüyorum. Amacımız ablukayı delmek ve dünya hükümetlerine sinyal göndermekti" dedi.
Narlı, İsrail ve Ürdün büyükelçiliklerine de teşekkür ederek, Gazze’deki durumu hatırlattı. "Burada bizim ismimizin pek bir önemi yok, önemli olan Gazze'deki katliam ve soykırımın devam etmesi" ifadesini kullandı. 7 Ekim itibarıyla başlayan soykırımın yıl dönümüne vurgu yaparak, "Bu abluka 2 yıldır değil, 18 yıldır devam ediyor" şeklinde konuştu.
Filonun Hazırlık Süreci ve Zorluklar
Sumud Filosu'na katılan Abdülmecid Bağcıvan ise, "Barbar İsrail Hükümetinin ablukasını kırmak için bir filo hazırladık. Çok zorlu bir süreçti. 15 gün içinde motoru bozulan ve bomba atılan gemiler oldu" dedi. Bağcıvan, kendisinin bulunduğu Spectre Gemisi dahil olmak üzere dört gemiye kötü kokan kimyasallar atıldığını belirtti.
Diğer aktivist Sinan Akılotu da, "13 Eylül’de Bizerte Limanı’ndan hareket ettik. 3 Ekim’de son gemi olarak Marinette’de yakalandık. Gazze’de devam eden zulmün bitmesi için orduların ve devletlerin birleşmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. Akılotu, "Buradaki gıdalar gitse bile oradaki insanlar aç değil, tok ölecek" ifadeleriyle durumun ciddiyetine dikkat çekti.