Meme kanseri, yalnızca kadınları değil, erkekleri de etkileyebilen bir hastalık olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Çil, özellikle erkeklerin, memelerinde veya koltuk altlarında herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde derhal doktora başvurmaları gerektiğini vurguladı. "Kendi kendine muayene, erken teşhiste hayat kurtarıcı olabilir" diyen Çil, bu nedenle düzenli muayenelerin önemine değindi.
Erken Teşhis ve Tedavi Süreci
Erken tanı konulan hastalarda, çıkarılan meme dokusunun patolojik incelemeye gönderildiğini ifade eden Prof. Dr. Çil, "Patoloji ve radyoloji sonuçlarına göre cerrah, gerek görürse önleyici cerrahi uygulayabilir. Ayrıca, meme dokusu alınan hastalarda estetik sonuçlar da oldukça başarılıdır. Tedavi süreci cerrahi ile sınırlı kalmayıp, onkoloji ve radyoterapi uzmanlarının da dahil olduğu çok yönlü bir planla yürütülmektedir" şeklinde konuştu.
Erkeklerde Durum Farklılık Gösteriyor
Meme kanseri erkeklerde görüldüğünde hastalığın seyrinin daha ağır olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Çil, toplumda bu hastalığın genellikle kadınlara özgü olarak algılandığını belirtti. Ancak erkeklerde hastalığın daha geç fark edilmesi nedeniyle, genellikle daha ileri evrede tanı konulduğunu ifade eden Çil, "Bu durum tedavi sürecini zorlaştırmaktadır. Erkeklerin, memedeki kitle, çekilme veya akıntı gibi belirtileri ciddiye alması gerekmektedir" dedi.
Kanser Riski Tamamen Ortadan Kalkmaz
Meme dokusu çıkarılan kişilerde bile kanser riskinin tamamen ortadan kalkmadığını vurgulayan Prof. Dr. Çil, "Her iki meme dokusu çıkarılsa bile, meme üzerindeki cilt dokusu da memenin bir parçasıdır. Dolayısıyla risk tamamen sıfırlanamaz" açıklamasında bulundu.
Farkındalık ve Bilinç Oluşturma
Gelişen laboratuvar ve genetik analiz teknikleri sayesinde erken tanı şansının arttığını belirten Çil, "Erken fark edilen meme kanseri, doğru tedavi ile tamamen kontrol altına alınabilir. Hem kadınlar hem de erkeklerin bu konuda bilinçli olması son derece önemlidir" diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: Mersin Haber + IHA